HOCA CAMİDE

KONFERANS

Şu anda hızlandırılmış mobil sayfa görüntülemektesiniz.

Haber İçeriği

KONFERANSBalıkesir’e akraba ziyareti çerçevesinde Altı Eylülbelediyesince düzenlenene Kitap fuarına da katıldım.Devamında bazı ilçelerde de fuar vardı ama katılmadım.Mezunu olduğum Necati Eğitim Fakültesi’nde sayın dekanıntensipleriyle bir konferans gerçekleştirdim.Doğrusu, konferans, spontane geliştiği için kendimeitimadımdan huzura ilgili metni hazırlamadan çıkıverdim.İrticalen konuştum. Konuşmamı özetle metne dönüştürerekkayıtlarda olmasını istediğimden klavyenin başına geçiverdim.Konuşmamı iki bölümde sundum:1 – Meslekî hatıralarımA- “Hoca camide” espirisiB- Not ortalaması yükseltilmesiC- “Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça daha büyük işleryapmak için kendinde kuvvet bulacaktı. M.K. Atatürk2- Merak edilen “Bilim Önderleri “ kitabımın muhtevasındantanıtım mahiyetinde hikâyecikler sundum.A – SibernetikB-MikropC – Röntgen ışını1 – Meslekî hatıralarımA-“Hoca camide” esprisi“Hayat Bilgisi” adlı bir dizinin yayınlandığı günlerdi.Derslerimde, sık sık Konuşmak izni istemek için “Hocam!”diyen öğrencinin sesini duyanlar, koro halinde “Hoca camide“diyorlardı. Bu hal sıkça tekrarlandığından sağlıklı ders işlemeimkânsızlaşıyordu. Bunu durdurmaya karar verdim. Verdimama nasıl olacaktı?Derslerime sözlüksüz gelmek önemli bir kusur sayıldığındanherkes sözlükle gelirdi. Bunun çaresi sözlüktü.“Hoca Camide ”nin son tekerrüründen sonra” Bir dakikaçocuklar!” deyip dikkati çektikten sonra” Herkes sözlükçıkarsın” talimatı verdim. Sözlükler masa üstünde hazır. Sırasıra gözüküyor.Bilindiği üzere derslikler, Pencere kenarı, Duvar kenarı ve ortagrup olmak üzere üç gruptan oluşurdu. Öğretmen, hoca,muallim kelimelerini gruplara paylaştırdım. Pencere kenarı!Siz “öğretmen. “ kelimesinin anlamını bulun. Orta tarafa, sizHoca’nın anlamını bulun. Duvar kenarı, siz de “muallimkelimesinin anlamını bulun, hep beraber karşılaştıralım.Sözlükler açıldı, kelimeler bulundu. Grup sözcüleri açılamalaryaptılar. Üç kelimenin anlamdaş olduklarını anladılar. Birisimadem hoca, öğretmen demekmiş de niçin “Hoca camide”lafı dizilere geçmiş diye sorunca karınca kararınca açıkladım:Medresede, müderrisler, ders esnasında, ezan okununcadersin sonunda öğrencileriyle camiye gidip müderrisinimamlığında cemaatle namaz kılarlarmış. Toplum, buna alıştığıiçin hocanın namaz kıldırması kanıksandığından namazkıldırana “imam “ yerine “hoca” kelimesi kullanılmayabaşlamış. İmam, hoca olamaz belki ama hoca imam olabilirdiye açıkladım.Aslında, “Hoca” kelimesi tahfifen ve takbihen kullanılarakİslâm ile bütünleşmiş olan “hoca” kelimesi üzerindenyürünerek İslam’la alay edildiğini biliyordum ama şuncacıklarabunu söylemek neye yarardı.B- Not ortalaması meselesi.Bir gün ders bitiminde teneffüs esnasında, iki meslektaşımyanıma gelerek Lise son sınıfta okuyan x öğrencinin Türk Dilive Edebiyatı dersinin ortalamasının bir puan yükseltilmesisonucu okul birincisi olacağını söylediler ve yükseltmemiistediler. Bunun sebebi, o yıl, Üniversitelerin istenilenfakültesine 1.lik kazanan öğrencilerin sınavsız kayıt imkânıvardı. Maksat x öğrencinin b irinci olmasını sağlayıp istediğifakülteye girmesine sebep olmaktı.Tabiatıyla sordum: İkinciliğe çekeceğimiz öğrenci kim? O da yisimli öğrenci dediler. Onlara, “X ’in memur çocuğu, Y’ninköylü çocuğu olması mı bu isteğin sebebi?” sorusunu sordum,makul bir cevap alamadım. “Kararım kesindir.” Buuygulamaya katılmayacağım.” dedim ve katılmadım.Sonuç: Hakkına tecavüz edilmek istenen “y” halen birüniversitede, Çağdaş Türk Lehçeleri Profesörlüğü yapıyor. Xde devlet memurluğu yapıyordu. Muhtemelen emeklidir.C-“Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmakiçin kendinde kuvvet bulacaktır. M.K. AtatürkÖğrenci ödevlerinin konusu ve yaralanacakları kaynaklarınadiyle sayfa numarası bile kendilerine verildiğinden ödevleriokumadan temizlik ve düzenine not verirdim. Nasıl olsasayfaya bakıp aynısını yazacaklar derdim. Bir öğrencim,“Atatürk’ün Eğitim Anlayışı” konulu bir ödevi hazırlamış,üstelik bilgisayar çıktısı. Bilgisayarın ne işe yaradığınıyetişkinlerin dahi anlamadığı bir zaman. Bu çıktı, dikkatimiçekti. Ödevi okumama sebep oldu. -“Türk çocuğu, ecdadınıtanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvetbulacaktır. M.K. AtatürkBu ödevde, aklımda kalan bir vecize daha vardı. “Maarifinvazifesi, hükümete memur yetiştirmek değildir.” Bu ta ozaman, apaçık bilinip kabullenilmesine rağmen hâlâ “Okusunda devlette bir işe girsin.” hükmü geçerliliğini sürdürmektedir.Çocuk, okusun da adam olsun. Adam olduğuna göre elbet biriş bulup çalışır anlayışına hâlen ulaşabilmiş değiliz.2- “Bilim Önderleri “ kitabımın tanıtımına dairA – SibernetikB-MikropC – Röntgen ışınıA-Sibernetik.Sibernetik, çağımızın vazgeçilmezi. Bu çağa sibernetik çağıdense yeridir. Sibernetik (0) sıfır kavramına bağımlı ir konu.öyleyse bu mesele Harezmî(780-850) ile başlatılmalıdır zirasıfır kavramını hesap işlemlerine dahil eden Harezmî’dir.Sonrasında Ahmet Bin Musa’nın da katkısıyla Cezerî (1136-1206) sibernetik (bilgisayar) in icadına sebep ilk formülükeşfetti. Avrupalılar, buna itibar etmemekte direndiler veİngilizler, Roger Bacon’ı(1214-1292) bu konunun kâşifi ilanettiler, Fransızlar, Descartes (1596-1650)ve Pascal’ı(1623-1662) kâşif ilan ettiler. Almanlar da hepsini bir kenara itipLeibniz’i(1640-1716) öne sürdüler.Peki, Türk gazeteci yazarlar, ne yaptılar? Cezerî’nin yolunutakip ettiği bilindiği halde, Cezerî’yi şu şekilde Leonardo daVinci’ye (15 Nisan 1452 - 2 Mayıs 1519) benzetme garabetinigösterdiler. Cezerî’den söz ettiklerinde “Türklerin Leonardo’su“ dediler. Ne yaman bir çelişki. Türk çocuğunun bunları bilmehakkı engellendi ne yazık ki?B-MikropMikrop, İbn-i Sina( 980-1037) tarafından keşfedildiği haldeLouis Pasteur’ün (27 Aralık 1822, Dole, Fransa - 28 Eylül1895)keşfettiği müfredatımıza bağlı kitaplarımızda apaçıkyazılıdrır. Bati âlemi, İbn-i Sina’nın “Tıb Kanunu” isimi kitabını600 yıl okuttukları halde mikrobu keşfettiğini mi bilmiyorlardı,yazık. Diğer taraftan İbn-i Sina, grek felsefesini batıya tanıtanfilozotu. Demek ki batılılar, İbn-i Sina’yı bizden daha iyitanıyorlar ama işlerine geldiği gibi davranıyorlar.İşin başka yönleri de var elbet. İbn-i Hatib(1313-1374 isimli birhekim, mikrobu ve tesirlerini iyice tanımış ki sağlık tarihindeilk defa karantina uygulamasını başlatmış bir hekimdir.İstanbul’un fethinin manevî Mimarı AK Semseddin(1389-1459)Mikrop sahasında da âlim biriydi. Kanser tedavisi yaptığıda bilinenler arasında.Nedense biz, pastör’e ram edilmişiz. Ermenilerin iğvasıyla,Fransızların ,”Kızıl Sultan” dediği sultan 2. Abdülhamid Han’ınPastör’e, laboratuvar çalışmalarını geliştirmesi için 800 akçebağışladığını da kimse bilmez. Buna da yazık, diyelim.C – Röntgen ışını1895’te Wilhelm Conrad Röntgen (1845-1923) tarafından xışınının kazara keşfedilmesinden hemen sonra tesciligerçekleşir gerçekleşmez basında yayılmasının arkasındanEsat Feyzi (1874-1901)adlı bir askerî tıb talebesinin konuyuetraflıca inlemesinin sonucu, Tıbbiye hocalarından izin almaksuretiyle laboratuvarlarda mevcut malzemeyi kullanarakRöntgen cihazının ilkinin icadının gerçekleşmesi sağlanır. 1897Türk –Yunan savaşının yaralı gazilerinin bedenlerine saplanmışmetal parçalarıyla kurşunların hâsıl olan kırık kemiklerin bucihazla tespit edilip tedavi edildiği biliniyor ama meşhur olanpaye sahibi Esat Feyzi değildir. Esat Feyzi’nin kabri KaracaAhmet mezarlığındadır.Esat Feyzi’nin vefat yılında(1901) Wlhelm Conrad Röngen’eFizik dalında Nobel ödülü verilirken Esat Feyzi’yi anan bileolmaz. Hâlbuki Esat Feyzi’nin çalışmaları, İlk çekim bu röntgengörüntüleri, 1897’de Servet-i Fünun Dergisi’nde ve 1899’daNevsali Afiyet Dergisi’nde yayımlanır. Nevsali Afiyet’i bilmeyizama Servet-i Fünun’u bilmeyen yoktur fakat bu mühimhaberler okullarda konu edilmedi.Konferans tarihi: 27/10/2022Şakir Albayrak, Çekmeköy, 06/11/2022,16.53