KUL VE KAMU HAKKI

CUMA HUTBELERİ

Şu anda hızlandırılmış mobil sayfa görüntülemektesiniz.

Haber İçeriği

  KUL VE KAMU HAKKIPeygamber Efendimiz bir gün, ashâbına “Müfliskimdir biliyor musunuz?” diye sordu. Oradabulunanlar, “Malını mülkünü kaybetmiş, iflas etmişkimsedir Yâ Resûlallah” diye cevap verdiler. Bununüzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: “Aksinegerçek müflis şu kimsedir: Kıyamet günü kıldığınamaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir.Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftiraatmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanınıdökmüş, bir başkasını dövmüştür. İhlâl ettiği buhakların karşılığı olarak onun iyiliklerinden alınıphak sahiplerine verilir. Şayet hesabı görülmedeniyilikleri biterse, mağdur ettiği insanlarıngünahlarından alınarak onun üzerine yüklenir,sonra da cehenneme atılır.”1İslam, hak ve hakikat, hukuk ve adalet dinidir.“Hak” kavramı, hem sorumluluklarımızı hem dekorumamız gereken değerleri ifade eder. Hayat vehuzur kaynağımız olan vahiy, bizleri hakka sahipçıkmaya davet eder. Rabbimizin Esmâ-i Hüsnâsındanbiri de “el-Hak”tır. Dolayısıyla hakka riayet edeninsan, aslında doğrunun ve hakikatin yani Cenâb-ıHakk’ın emir ve rızasının yanında yerini almış olur.İnsanoğlu anne karnında canlandığı andanitibaren can güvenliği ve hayat hakkına sahiptir.Rabbimiz, “Bir cana kıymaya veya yeryüzündefesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim birinsanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibiolur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanlarınhayatını kurtarmış gibi olur.”2 buyurarak bu ilkeyeişaret eder.Her insanın malını ve meşru kazancını korumahakkı vardır. Haksız yollarla mal elde eden, ticaretehile karıştırarak müşterisini aldatan ve işçisininhakkını tam olarak ödemeyip gasp eden kişi, haramael uzatmış demektir.İnsanın kişilik değerleri, şerefi, namusu veinancı da dokunulmazdır. Bir başkasının değerlerinehakaret etmek, adını karalamak, yalan ve iftira ileitibarını zedelemek en önemli hak ihlalleri arasındayer alır. Hak ihlali ise kanunlarımıza göre suç,dinimize göre de büyük bir vebal ve günahtır.İmanın gereği, hayatın her alanında mutedil,insaflı ve hakkaniyetli davranmaktır. Kendi haklarınıkoruduğu kadar çevresindekilerin de haklarınıkorumak, mümin olmanın şiarıdır. Kişisel menfaatleriiçin diğer insanların, hatta hayvanların ve tabiatınhakkını çiğneyen kimse, kısa vadede kazançlıçıktığını zannetse de aslında ziyanda ve iflastadır.Hak duyarlılığı, en yakın aile fertlerindenbaşlamak üzere, her hak sahibine hakkını vermeyigerektirir. Anne-babamızın haklarına saygı duymak,eşimizin haklarını sevgiyle ve özenle teslim etmek,çocuğumuzun haklarını şefkatle korumak hepimizinsorumluluğudur. Akrabalık ilişkilerinde, bilhassa işortaklığı, düğün ve miras paylaşımı gibi konulardazerre miktarı hak geçmemesi için uğraşmak hepimizingörevidir.Kul hakkının, toplumun tamamına sirâyet ettiğialan ise kamu hakkıdır. Kamu hakkı, kul hakkına göreçok daha ağır sorumluluğu olan bir emanettir. Buemanete ihanet etmek, kişiyi hem dünyada hem deahirette hüsrana sürükler. Nitekim Yüce Rabbimiz,“Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesidüşünülemez. Kim emanete, devlet malına hıyanetederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı,boynuna asılı olarak gelir. Sonra da hiçbirhaksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığınınkarşılığı tastamam ödenir.”3 buyurmuştur. Rahmetelçisi (s.a.s) ise bu konuda ümmetini şöyle uyarmıştır:“Kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bilealmasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde Allah yedikat yeri onun boynuna dolar.”4 Bir başka hadisindeise şöyle demiştir: “Kim bir işte görevlendirilipyaptığı işin karşılığı bir ücret alıyorsa, onun buücret dışında alacağı her şey emanete hıyanettir.”5Hakkaniyete dayalı ilişkilerin dünyada huzura,ahirette ise kurtuluşa vesile olduğunu unutmayalım.Özel hayatımızda her türlü kul hakkını ihlal etmektensakınalım. Saçı bitmedik yetimin hakkını düşünerek,kamu görevini ağır bir emanet olarak kabul edelim.Zira ihlal edilen kamu hakkı, zayi edilen vakıf malı,aynı zamanda binlerce kul hakkı demektir. Her hayırlıişin sevabı olduğu gibi, her ihmal ve hatanın da kul vekamu hakkı doğuracağını bilerek yaşayalım.1 Müslim, Birr, 59.2 Mâide, 5/32.3 Âl-i İmrân, 3/161.4 Müslim, Müsâkât, 141.5 Ebû Dâvûd, Harâc, Fey’ ve İmâre, 9-10.. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğ