MİRAÇ KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN
TÜM İSLAM ALEMİNE HAYIRLARA VESİLE OLSUN
Haber Kategorisi | : Kutlama Haberleri |
Okunma Sayısı | : 2537 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
Mukaddes pek feyizli ve bereketli, mübarek İsra ve Miraç kandiline tekrar kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bilindiği gibi 21 Mart 2020 Cumartesiyi 22 Mart 2020 Pazar gününe bağlayan gece mübarek “Miraç Kandili” dir.
Kelime olarak “İsra” geceleyin yürüme, gece yolculuğu yapmak; “Miraç” ise yükseğe çıkmak veya yükselmeyi sağlayan manevi araç anlamlarına gelir.
Hicretten yaklaşık 1,5 yıl önce Recep ayının 27. gecesinde Yüce Peygamberimiz Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmüştür. Oradan da zaman ve mekân mefhumları aşılarak göklere yükseltilmiş, hiçbir faniye nasip olmayan nice manevi makam ve mevkiler kendisine gösterilmiş, varlık ufuklarının üstüne çıkartılarak Yüce Allah’ın huzuruna varmıştır.
Gece, çok kısa bir zamanda iki safhada cereyan eden bu olaya “İsra ve Miraç” mucizesi ve bu geceye de “Miraç” kandili diyoruz.
İsra mucizesi Kur’an-ı Kerim`in İsra suresinin birinci ayeti ile sabittir. İnkâr eden küfre gider, imanından olur.
Cenab-ı Hak bu ayet-i kerimede mealen “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” buyurulmaktadır.
Bu gece; dinin direği olan namazı camilerde cemaatle, evlerde ihlâsla kılarak ve diğer kulluk görevlerimizi de hakkıyla ifa ederek bizler de manevi miraca ermeliyiz.
Bu kandil vesilesiyle; kendimizi hesaba çekmeli, ömrümüzün muhasebesini yapmalıyız.
Yine bu gecede; Dinimizin ısrarla istediği; birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma, sevgi, saygı, hoşgörü gibi yüce duyguları aramızda pekiştirmeli, dini ve milli değerler etrafında birleşmeliyiz.
Manevi bunalımların yaşandığı, sevgi, barış, kardeşlik ve huzur ortamına çok ihtiyaç duyulduğu bu günlerde İslam’ın güzel ahlakını yaşayarak; iyilikte, fazilette insanlığa örnek olmalı, İslam’ı bu yolla insanlığın gündemine etkin bir şekilde sokmaya çalışmalıyız.
Kandil gecesini gönül uyanıklığı ile ihya edebilmiş olmak için; gündüzü oruçlu, gecenin de kaza namazı başta olmak üzere nafile namaz kılınması, dua, tevbe ile geçirilmesi uygundur. Ayrıca büyüklere saygı ve küçüklere sevgi izhar edilmeli, küsler barışmalı, dargınlar kucaklaşmalıdır. Yoksul-yetim ve muhtaçlar sevindirilmeli, eş, dost ve uzaktaki akrabalarla tebrikleşilmelidir, şehit ve gazi aileleri ziyaret edilmelidir.
Kelime olarak “İsra” geceleyin yürüme, gece yolculuğu yapmak; “Miraç” ise yükseğe çıkmak veya yükselmeyi sağlayan manevi araç anlamlarına gelir.
Hicretten yaklaşık 1,5 yıl önce Recep ayının 27. gecesinde Yüce Peygamberimiz Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmüştür. Oradan da zaman ve mekân mefhumları aşılarak göklere yükseltilmiş, hiçbir faniye nasip olmayan nice manevi makam ve mevkiler kendisine gösterilmiş, varlık ufuklarının üstüne çıkartılarak Yüce Allah’ın huzuruna varmıştır.
Gece, çok kısa bir zamanda iki safhada cereyan eden bu olaya “İsra ve Miraç” mucizesi ve bu geceye de “Miraç” kandili diyoruz.
İsra mucizesi Kur’an-ı Kerim`in İsra suresinin birinci ayeti ile sabittir. İnkâr eden küfre gider, imanından olur.
Cenab-ı Hak bu ayet-i kerimede mealen “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” buyurulmaktadır.
Bu gece; dinin direği olan namazı camilerde cemaatle, evlerde ihlâsla kılarak ve diğer kulluk görevlerimizi de hakkıyla ifa ederek bizler de manevi miraca ermeliyiz.
Bu kandil vesilesiyle; kendimizi hesaba çekmeli, ömrümüzün muhasebesini yapmalıyız.
Yine bu gecede; Dinimizin ısrarla istediği; birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma, sevgi, saygı, hoşgörü gibi yüce duyguları aramızda pekiştirmeli, dini ve milli değerler etrafında birleşmeliyiz.
Manevi bunalımların yaşandığı, sevgi, barış, kardeşlik ve huzur ortamına çok ihtiyaç duyulduğu bu günlerde İslam’ın güzel ahlakını yaşayarak; iyilikte, fazilette insanlığa örnek olmalı, İslam’ı bu yolla insanlığın gündemine etkin bir şekilde sokmaya çalışmalıyız.
Kandil gecesini gönül uyanıklığı ile ihya edebilmiş olmak için; gündüzü oruçlu, gecenin de kaza namazı başta olmak üzere nafile namaz kılınması, dua, tevbe ile geçirilmesi uygundur. Ayrıca büyüklere saygı ve küçüklere sevgi izhar edilmeli, küsler barışmalı, dargınlar kucaklaşmalıdır. Yoksul-yetim ve muhtaçlar sevindirilmeli, eş, dost ve uzaktaki akrabalarla tebrikleşilmelidir, şehit ve gazi aileleri ziyaret edilmelidir.
Dr. Ahmet AKIN