TIP LİTERATÜRÜNE GİREN NAKİL HİKAYESİ:
11 YAŞINDAKİ TORUNDAN DEDESİNE KÖK HÜCRE NAKLİ

11 YAŞINDAKİ CESUR KÜBRA’DAN DEDESİNE YENİ BİR YAŞAM

İki buçuk yıldır lösemi hastalığı ile mücadele eden 63 yaşındaki Seyit Ahmet Saruhan’ın hayatını 11 yaşındaki torunu Kübra kurtardı. Bayındır Söğütözü Hastanesi’nde Kübra’nın tam uyumlu çıkan kök hücreleri, Prof. Dr. Ali Uğur Ural tarafından dedesine nakil edildi. Dünyada ilk kez torundan dedeye başarılı bir şekilde kök hücre nakli yapılmasının ardındaki cesur Kübra, hem dedesinin hayatını kurtardı hem de tıp literatürüne girdi.

Halk arasında kan kanseri olarak da bilinen lösemi hastalığı ile bir buçuk yıldır mücadele eden 63 yaşındaki Seyit Ahmet Saruhan, daha sağlıklı olabilmek için tedavi sürecinde kök hücre nakli seçeneğini araştırdı. Bu dönemde başvurduğu Bayındır Söğütözü Hastanesi Kemik İliği Nakli Ünitesi’nde çeşitli testler yapılarak sağlık durumu takip edildi. Kendi dokusundan uygun olmayan nakil nedeniyle allojenik kemik iliği nakli için doku uyumu olabilecek yakın akrabalar araştırıldı.

Seyit Ahmet Saruhan’ın önce kardeşleri, ardından çocuklarının doku uyumu kontrol edildi ancak kimsenin dokusu uygun çıkmadı. Bu süreçte hastanın çocuğunun, kardeşinin çocuğu ile evli olması nedeniyle torunundan nakil olabilme ihtimali göz önüne alındı. Yapılan incelemeler sonucu 11 yaşındaki Kübra’nın dokuları dedesi ile 10/10 tam uyumlu çıkması ile hızlıca nakil süreci başladı.

Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural tarafından gerçekleştirilen süreçte, 11 yaşındaki Kübra’dan iki gün boyunca ortalama iki saatlik periyotlarda kök hücreler toplanıldı. Yeterli sayıda toplanan kök hücreler, -196 derece dondurup bekletildikten sonra 63 yaşındaki Seyit Ahmet Saruhan’a katater yardımı ile nakil edildi. İşlemin ardından yaklaşık 20 gün sonra dede sağlıklı olarak ve Kübra’nın hücreleri tuttuğu müjdesi ile taburcu edildi.

“BENİM TORUNUM CAN KURTARANIM”
Yaşadıkları süreçte bir mucize yaşandığını belirten dede Seyit Ahmet Saruhan, süreci şu sözlerle anlattı; “Lösemi öncülü bir hastalığım vardı, hastalık ilerleyerek lösemiye dönüştü. Bu dönemde yüksek risk altındaydım. Tedavi seçeneklerini araştırırken kök hücre nakli için hastaneye başvurdum. Beş çocuğum, iki kardeşim olmasına karşın kimse ile dokularım uyumlu çıkmadı. Tam ümidi kesmiş, yurtdışından nakil için sıraya girecekken torunum Kübra’nın dokularının benimki ile tamamen uyumlu olduğu haberini aldık. İşte o an can kurtaranım Kübra geldi dedim. Hayatımı kurtarırken bir kere bile düşünmedi. Bunun adı bir mucize.” dedi.

“BU ÇIKMAZDAN ÇIKMANIN TEK YOLU KÖK HÜCRE NAKLİ”
Mucizenin adı olan ve dedesine bağışladığı kök hücreler ile tıp literatürüne adını yazdıran 11 yaşındaki Kübra, hiç düşünmeden dedesine kök hücrelerini bağışladığını söyleyerek, “Dedem ile dokularımın uyuştuğunu öğrendiğim anda hiç düşünmeden işlemin yapılmasını kabul ettim. Doktorumuz bize işlemin nasıl yapılacağını ayrıntılı bir şekilde anlattığı için hiç korkmadım çünkü bunun korkulmayacak bir şey olduğunu zaten biliyordum. Hastanede duran bir makine ile iki gün boyunca kök hücrelerim alındı benden. Artık dedemin sağlığına kavuşması bizleri çok mutlu etti. Dedem gibi başka hastaların da bu çıkmazdan çıkmalarının tek yolu kök hücre nakli. Bu nedenle de sağlıklı her bireyin en kısa zamanda TÜRKÖK’e kayıt olarak, bağışçı olmasını istiyorum” diye konuştu.

“TIP LİTERATÜRÜNE GİREN NAKİL İŞLEMİ”
Tıp literatürüne geçen ve dünyada bir ilke imza atan Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, başarılı operasyon ile ilgili şu bilgileri verdi; “Lösemi tanısı konulmuş hastamız bize nakil için başvurduğunda, yaşı nedeniyle kemik iliği nakli olmayı bekleyen en yaşlı hastalar arasında yer alıyordu. Hastamızın nakil süreci için aslında torunun verici olması alışılagelmiş bir durum değildir. Normal şartlar altında hastanın torununun vericilik durumu incelenmez. Ancak bizim örneğimizde akrabalık durumu nedeniyle inceleme gereği hissettik. Nakil işlemlerinde genellikle erişkinden çocuklara uygulama yapılmakta ancak çocuktan erişkin bir vakaya nakil oldukça zor ve riskli bir işlem. Bilgilerimize ve tıp literatürü taramalarımıza göre Türkiye’de ve dünyada torundan dedeye kemik iliği nakline şimdiye kadar rastlamadık. Nakil sonrası hem dede hem de torunun sağlığı yerinde. Şu an Kübra okuluna devam etmekte, dedesi de şu anda hiçbir ilaç kullanmamakta, sağlıklı olarak hayatını sürmekte.” dedi.

Kemik iliği ya da kan kök hücresi bağışçısı nasıl olunur?
18 ile 50 yaş arasında her sağlıklı kişi kök hücre vericisi olabilir. Bunun için Türk Kızılay’ının sabit Kan Alma Merkezlerine müracaat ederek, orada alınacak 3 tüp kan ile TÜRKÖK Kök Hücre Verici grubuna dahil olunabilir. Böylece vericiden alınan kanlarda bulaşıcı bir hastalık durumu olup olmadığına bakılacak ve doku tip tayini yapılarak TÜRKÖK’ün listesine dahil olunabilir. Uygun kök hücre alıcı adayı olduğu durumda da Kızılay tekrar kişi ile bağlantı kurarak, hücre toplama işlemlerini organize eder.

Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:
Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası iştiraklerinden olan grup, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da sayısı 5’e ulaşan Bayındır Diş Klinikleri ve İzmir’de bulunan Bayındır Alsancak Diş Kliniği’nde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.