GELİNİMLE GELMEZSEN SEN DE GELME
..........
Haber Kategorisi | : Kendi Penceremden Gördüğüm |
Okunma Sayısı | : 3135 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
GELİNİMLE GELMEZSEN SEN DE GELME Delikanlının yeni evlendiği dönemlerdeydi eşine seni annene götüreyim ben de kahvehaneye gidip maç seyredeceğim dedi, eşi de olur dedi ve eşini annesine bıraktı ,kayınvalidesi gelsene evladım dedi yok anne biraz işim var deyip geçiştirdi ve maç seyretmek için kahvehaneye gitti. Kahve hanede küfürler kötü sözler içinde şifreli kanaldan maç seyretti. Maç bittikten sonra annesinin-babasının hatırını bir sorayım diye baba ocağına gitti. Arabayla evin önüne geldiğinde annesi heyecanla kapıyı açtı ,naber dedi ,içeri girdi annesi hala dışarıya bakıyordu, Annesine Neye baktın diye sordu, hani gelinim nerede? dedi. Onu annesine bıraktım ben de sana geldim dedi. Rahmetlinin yüzünün şekli şemali değişti hayretle gözlerini oğlunun gözlerine dikti hayır mı? Ne oldu? Dedi. Yok bir şey dedi delikanlı (Ben maç seyretmek için kahvehaneye geldim diyemedi) bu gün de herkes kendi annesine gitti dedi. Olmaz oğlum dedi biz sizi bir ve beraber olsunlar diye evlendirdik, herkes kendi başına olacaksa niye evlendiniz olmaz böyle şey dedi ve Gelinimle gelmeyeceksen sen de bu eve gelme! diye sert bir azar çekti. Eyvah dedi delikanlı içerde baba oturuyor ona ne cevap verecekti, evin salonundan çekip gitse olmaz içeri hangi yüzle girecekti ve nasıl bir durumla karşılaşacaktı. Her şeyi göze alarak selam verdi içeri girdi baba yatağına uzanmış televizyondan haberleri dinliyordu. Sadece hal hatır sordu iyi dedi başka bir şey demedi, patlamaya hazır bir volkan gibiydi fakat annenin söylediği sözleri duymuştu ki o sözlerin üzerine O başka bir şey diyemedi. Sanki diken üzerinde oturuyordu hiç rahat değildi, kalkmak istiyor kalkamıyor fakat işittiği onca haklı sözden dolayı büyük bir vicdani rahatsızlık hissediyordu. Çünkü biliyordu ki eşiyle beraber anne-babasını ziyaret ettiklerinde onlar çok büyük gurur ve mutluluk yaşıyorlar ,evlatlarının mutluluğunu gördüklerinde onlarda mutlu oluyorlardı. Delikanlı izin istedi evden çıkıp eşinin yanına kayın validesinin evine gitti. O günden sonra hiçbir zaman eşinin ve kendi Ailesinin yanına yalnız gitmedi hatta o söz yüreğine öyle bir yer etmişti ki anne ve babası vefat ettikten sonra dahi mezar ziyaretlerine hep beraber gittiler. Çok haklıydı Rahmetliler evlilik berber olmak, her şeyi beraber yaşamaktı. Eğer bu birliktelik sağlanamazsa ayrılıklar kolay yaşanır, onlar yıllardır yaşadıkları tecrübeleri bilerek onları uyarmışlardı. Çünkü boşanmalar o kadar fazla ki Bu ayrılıklarda anne-babaların ve diğer yakınların etkisi oldukça fazla. Yine yıllar önce Rahmetli bir büyüğümüz şöyle bir olay anlatmıştı. Evlendiğim ilk yıllardı bir gün annemin evine gelmiştim belli bir sohbet ettikten ve annemle yalnız kaldıktan sonra, anneme anne ben geri geleceğim dedim, O da neden ne oldu seni dövüyorlar mı? sövüyorlar mı? Diye sordu yok onlar çok çalışıyorlar bazen ben yavaştan alıyorum bana dırdır ediyorlar, biz burada daha az çalışıyorduk dedim. Annem bana bak kız otur oturduğun yerde evlilik oyuncak değil tabi çalışıp çabalayacaksınız sonuçta çalıştığınız sizin nafakanız için sakın bunun için buraya gelme bu kapı sana kapanır dedi. Allah razı olsun iyi ki öyle demiş biraz yumuşak davransaydı ocağımı dağıtacaktım demişti. Şimdi bakıyoruz yeni evlenen çiftlerde kız veya oğlan annesini arıyor anne moralim bozuk, canım sıkılıyor, iyi değilim, artık elektrik alamıyorum … Annesi çık gel kızım-oğlum, hemen avukat aramalar boşanma davaları açmalar… nedir sizin derdiniz biraz bir birinize tahammül edin diyerek ara bulmaya çalışan yok sonuç dağılan ocaklar, ortada kalan anneden ve babadan uzakta kalan çocuklar ve boşa giden emekler çatırdayan Türk aile yapısı… Eğitimci-Yazar-Editör: Salih Zeki İLERİ Whats App Haber-Bilgi hattı:05325084339 e-Posta:[email protected] |