GULU GLOUZ TIRMALADI      Küçük yaşlardaydım bir sabah rahmetli büyüklerimden bir haber duydum bu gece kahveden dönerken M.agayı Gulu gulouz(Baykuş) tırmalamış. Pek duyulmuş rastlanmış bir durum değildi. Nasıl olmuş falan derken Kahvehaneden gece eve dönen M.aga yolun kenarında bir ağaçta bulunan Gulu gulouz  yuvasının yanından geçerken yuvada bulunan bu hayvanların saldırısına uğramış, saldırı sonucu gulouz M.aga nın yüzünü suratını pençeleriyle yırtmış tırmalamış, çevreden yetişen komşular M.agayı alarak yaralarını pansuman etmişler ve evine yollamışlar. Tabi ilk defea duyulan bu olay köylüleri hayrete düşürmüş, olayın nedeni ile ilgili iki görüş hakimdi, birincisi  kuluçkaya yatmış olabilecek Gulu gulouzun yavrularını korumak amaçlı bu saldırıyı yaptığı, ikincisi ise ağaçta guuuk gulu gulu guuuluuk diye ses çıkaran baykuşu M.aganın taklit ettiği buna kızan Gulu gulouzun  M.aga ya saldırdığı. O günden  sonra geceleri gezerken ne zaman ağaçta, direkte, ev çatısında bir gulu gulouz sesi duysam hep tedbirli olurum. Çocukluk yıllarımda Gulu gulouz olarak bildiğimiz kuşun isminin Baykuş olduğunu daha sonraki yıllarda okullarda öğrendim. Baykuşlar halk arasında çok farklı şekil ve özelliklerde anlatılır Yine çocukluk yıllarımda bir arkadaşın dedesinin anlattığına göre Baykuşlar kutsal varlıklarmış her gün yiyecekleri hayvanlar onun ayağına gelirmiş! Çocukken sapanla kuş avlarken bazen büyük Çalılıkların içinde bağırışan kuş seslerine rastlardım. Bu çalılıklara  taş toprak attığımızda çalıların içinden kuşlar ve bir baykuşun kaçtığına şahit olmuşumdur. Bu da arkadaşın dedesinin anlattığı olayın doğru olabileceği zannını bende oluşturmuştu. Halk arsında baykuş ötmesi yakında o alandan bir cenaze çıkacağına yorumlanır ve baykuş ötmesi uğursuzluk getirdiğine inanılır. Bu konuda bir inceleme yaptığımızda şu bilgilere ulaştık; Baykuş;  Yunan-Roma döneminde kutsal bir varlık, Eski Mısır’da baykuş soğukluğun, karanlığın ve ölümün simgesi, Kızılderili kültüründe baykuş bilgeliğin ve kutsal bilgilerin sembolü, Eski Çin’in birçok alanlarında kendi annesini yiyen korkunç bir yaratık, Hıristiyanlıkta cadıların ve Şeytanın simgesi, Türk Şaman kültüründe gelecekten haber veren kutsal kuştur, Anadolu’da baykuş öten evden cenaze çıkar şeklindeki yaygın bir batıl inanç vardır. HZ.SÜLEYMAN VE BAYKUŞ’UN DİYALOĞU Bir peçeli baykuş, Hz. Süleyman’ın yanına geldi, selam verdi. Hz. Süleyman selamını aldı. Sonra aralarında şöyle bir konuşma geçti: “Ey baykuş, neden toprakta bitenden yemezsin?” “Hz. Adem topraktan çıkan şey sebebiyle cennetten çıkarıldı.” dedi. “Niçin su içmezsin?” diye sordu. “Çünkü Hz. Nuh kavmi suda boğuldu.” dedi. “Neden imar edilmiş mamur yeri terk edip harabeleri mesken tutarsın?” “ Harabeler Hz. Allah ‘in mirasıdır, bende Hz. Allah’ın mirasında otururum.” “Harabe üstüne konduğunda ne dersin?” “Burada yiyip içerek geçinenler hani nerededir?” derim. “Ya imar edilmiş yer üzerinden geçsen ne dersin?”; “Yazık Ademoğluna ki önünde nice güçlükler varken nasıl rahat uyumaktadır?” derim. “Gündüzleri niçin çıkmazsın?” “ Ademoğlunun kendisine ettiği zulmün çokluğundan…” dedi. “Öterken ne dersin?” “Ey gafil, ahiret yolculuğun için azık hazırla! derim ve ‘Sübhane halıkun Nur’ diye zikrederim .” dedi… Bunun üzerine Hz. Süleyman (a.s.) söyle buyurdu: “Kuşlar içinde insanoğluna bu kadar güzel nasihat eden ve bundan daha şefkatli olanı yoktur. Cahillerin ondan nefret etmeleri, onu uğursuz saymaları ne acayip şeydir!... Eğitimci-Yazar-Editör:Salih Zeki İLERİ WhatsApp Haber-Bilgi hattı:05325084339 e-Posta:[email protected]