KARGA TEFEĞİNDEN KAMYON LASTİĞİ

MERHABA KENDİ PENCEREMDEN GÖRDÜĞÜM


Haber Kategorisi : Kendi Penceremden Gördüğüm
Yayınlanma Tarihi : 21 Temmuz 2019 03:00
Okunma Sayısı : 2144
Haberin Yazarı : Yönetici
Haberin Kaynağı : Site Yönetimi

 

MERHABA

KENDİ PENCEREMDEN GÖRDÜĞÜM

Bundan böyle Alaçam –Yakakent Posta İnternet Haber sitesinde gerek günlük haber gerekse Kendi Penceremden Gördüğüm başlığı altında köşe yazıları yazacağım. Köşe yazılarımda özellikle Rahmetlilerden bol bol alıntılar alıp onlardan hikayeler, anılar vecizeler de paylaşacağım. Çocukluk günlerimden bu güne kadar kendimizden yaşça büyük abilerimizden, amcalardan, dayılardan, dedelerden, babadan,…çok olaylar dinledik bunlardan zaman zaman yazılarımda faydalanacağım. Bir çoğu rahmetli olduğu için yazılarımızda "Rahmetliden" ifadelerine sık sık yer vereceğiz.

KARGA TEFEĞİNDEN KAMYON LASTİĞİ

Rahmetli konuşmayı çok sever ve konuşunca herkesi ağzına baktırırdı, biraz abartma-palavra sanatını kullansa da köy kahvehanelerinin Meddahı gibiydi. Konuşmalarında biraz argo olsa da kendi aralarındaki hoş görü sınırlarını aşmadan yarı şaka yarı ciddi anılarını seslendirirdi.

Naaaber enişte nasılsın? dedi yan masadaki diğer rahmetliye. Biz dedi eniştemizi çok severiz onlara hem ablamızı verdik, hem ev yer verdik üstelik eşyalarını biz taşıdık dedi. Şimdi size bu eniştemizin eşyalarının taşınma hikâyesini anlatacağım dedi.

Oturduğu masaya yan döndü bacağının bir tanesini diğer sandalyenin demirine bastı gelen tavşankanı çayı bardağını başparmak ve işaret parmağıyla tutup bir yudum çekti ki elini bir birine vurarak şaklattı herkes pür dikkat kesildi, dinlemeye başladı. Eliyle sekiz köşe kasketini biraz yana ve havaya doğru dikti ve konuşmaya başladı. Yıl 1950 ler bu eniştemizi köyümüzün en güzel ablasıyla evlendirdik, dedi kayın babası gel ev var tarla var burada yaşa o da zaten kendi köyümde pek fazla tarla tabak yok olur gelir burada yerleşirim dedi. O zamanın şartlarında bir kamyonla bu eniştenin eşyalarını kamyona yüklemeye yardım olsun diye köyden birkaç arkadaşla gitmiştik. Eşyaları kamyona yükledik, yola çıktık geleceğimiz yol 7-8 km falan .Kara yoluna çıktık 1 km oldu kamyonun lastiği patladı, indik lastiği söktük, şamyeli çıkarttık, zımparala, yapıştırıcı sür, yama hazırla yapıştır, soğut , lastiği tak el pompasıyla şişir araca bin yola çık,500 metre sonra lastik tekrar patladı, tekrar aynı işlemler,200 metre sonra tekrar lastik patlaması derken yaklaşık 5 kilometre falan gittik kendi köyümüze 2 kilometre kaldı tam 18 defa lastik patladı ve biz sabah 10:00 da çıktığımız 7 kilometrelik yolda akşam olmuştu ve halen köyümüze gelememiştik yorulmuş ve oldukça sinirlenmiştik, en son lastik patlamasında yahu çıkalım şu ormana karga tefeği toplayalım lastiğin içine şamyel yerine karga tefeği saralım bu çürük lastikten daha iyi yol alırız, yanımızdaki arkadaşlar öyle şey olur mu dediler, bende siz hiç duymadınız mı? Mustafa Kemal ATATÜRK Kurtuluş Savaşı sırasında arabayla bir yerden başka bir yere giderken arabalarının lastiği patladığında lastik içerisine battaniye ve benzeri çul çaput sarmışlar ve gidecekleri yere o şekilde ulaşmışlar. Rahmetlinin bir olayı anlatırken tarihten önemli bir olayı da örnek göstermesi çok önemliydi…

Sabah çıktığımız macera dolu yolu yatsı vakti kamyondan eşyaları boşaltarak bitirdik, bu eniştemizi köyümüze böyle bir macerayla getirdik öyle değil mi enişte diye seslendi.

 

Eğitimci-Editör: Salih İLERİ

WhatsApp: 05325084339

e-Posta: [email protected]



LinkedIn'de Paylaş
'de Paylaş
Telegram'da Paylaş
WhatsApp'da Paylaş