KRAVATSIZ GİRİLMEZ
KRAVAT-HIRVAT-CROATİA
Haber Kategorisi | : Kendi Penceremden Gördüğüm |
Okunma Sayısı | : 2894 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
KRAVAT-HIRVAT-CROATİA İlk olarak ortaokul1.sınıfta tanışmıştım kravatla . Ailemde bağlamasını bilen olmadığı için alındığı yerden bağlatılıp ta alınmıştı. Bir adet olduğu için aylar sonra silmek için çözüldüğü zaman köyde sorduk soruşturduk sadece bir kişi kravat bağlamasını biliyordu ona bağlatmıştık. Bir akşam okul çıkışında futbol oynamak için çıkarıp çalıya astım fakat almadan eve gittiğimde durumu fark edince 3 km uzaklıktaki okula gidip onu alıp gelmiştim, çünkü çok önemliydi. Uzun yıllar Ortaokul, Lise, belli bir zaman Üniversitede okurken , Usta öğreticilik ve Öğretmenlik yaptığım yıllarda hemen hemen hep boynumdaydı kravat. Sadece üyesi olduğum sendikanın sivil itaatsizlik eylemi başlattığı zaman çıkardım o şekilde de emekli oldum. Hesaplıyorum da yaklaşık 36 sene boynumda taşımışım. Faydası da olmuyor değildi. İnsanın iki yakasını bir araya getiriyor, estetik olarak güzel bir görüntü veriyor… Bazen sorun da oluşturmuyor değil hani! Bazen yemek yerken, çorbanın, yemek tabağının, içine girebiliyordu, Lavaboya eğildiğimizde benden önce lavabo içine uzanıyor, namaz kılarken benden önce secdeye uzanıyordu ,velhasıl nereye doğru uzansam benden önce harekete geçiyor (bu durumun önüne geçmek için kravat iğnesi icat edilince biraz daha kontrol altına alınabildi), bazen fermuarlara sıkışıyor, sulu yiyecek yerken ve içecek içerken üzerine düşen damlalar komik görüntüler oluşturabiliyordu. Kravatın Avrupa’dan Dünya’ya yayıldığını tahmin edebiliyordum fakat Fransa, İngiltere, Almanya gibi bir ülkeden yayıldığını zannediyordum. TV de bir yarışma programında bununla ilgili soru çıktığında şıklardan biri olan Fransa demiştim fakat cevap hiç tahmin etmediğim Hırvatistan çıktı. Biraz araştırdığımda Kravatın tarihçesinde biz Türklerinde katkısı olduğunu öğrendim ki şöyle: 1660"da Osmanlı Ordusu Avusturya-Macaristan ordusuna yenilince bu ordunun içinde yer alan Hırvat (Croatia) kökenli bir alay asker zaferin kahramanları olarak Fransa’ya götürüldüler ve kralın huzuruna çıkarıldılar. Bu askerlerin boğazlarında renkli kumaşlardan takılmış bir aksesuar bulunuyordu. O zamanki Fransa Kralı askerlerin boynundaki renkli kumaştan takılı aksesuarı çok beğenmiş Kral kendisi ve çevresindekiler de bu Hırvat askerlerinin boynuna taktığı aksesuarı takmaya başlamış ve bu aksesuara Hırvat anlamındaki 'Croat' bizim dilimizdeki adıyla Kravat denilmiş. Önce Kraliyet ve çevresindeki soylular ve askerler takarken daha sonra moda olarak tüm dünyaya yayılmış. Osmanlı devleti zamanında kravat ilk olarak Padişah Abdülmecit zamanında (1839-1861) takılmaya başlanmıştır. Önce padişah ,yüksek dereceli memurlar, aydınlar arasında takılmaya başlanmış, sonra diğer alanlarda yaygınlaşmıştır. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte ülkemizde kravat kullanımı devlet memurları ve sivil halkta hızla yayılmıştır. Günümüzde devlet memurları dışında da kravat kullanımı oldukça yaygın; düğünde, cenazede, toplantıda, davette, eğlencede, okullarda hemen her alanda bazen moda, bazen şıklık, bazen bir tarz olarak kravat takılmaktadır. Kravat bazen de çok önemli olabiliyor; 70 li yaşlarda bir amca bir belge almak için kuruma gider görevli kişi fotoğraf ister amca hızlı bir şekilde gider acele vesikalık fotoğraf çekinir gelir memur ,amca olmaz fotoğraf kravatlı olacaktı der. Adam evladım önceden niye söylemedin? diye sorar, memur amca biz herkese her şeyi tek tek anlatacak değiliz der başından savar uzaktan olayı gören başka bir görevli acır yaşlı adama der amca gel ben o fotoğrafa şimdi kravat takayım eline aldığı çini mürekkebini cibre ile fotoğrafın üzerine güzel bir kravat çizer al ver o görevliye işini hallet der. Yaşlı adam dua ederek bu kadar kolaymıydı der gider diğer görevliye işini yaptırır. Adamın biri çöle gidiyor suyu bitmiş çok susamış bakmış karşıdan bir adam geliyor sevinmiş yanına gitmiş demiş çok susadım su ver adam suyum yok ama istersen kravat verebilirim demiş adam ben ne yapayım kravatı demiş almamış, bir müddet daha gittikten sonra başka bir adama rastlamış ona da çok susadım bir miktar su verir misin ? demiş o da aynı cevap su yok fakat kravat istersen verebilirim demiş, böyle birkaç kişiye daha rastlamış hep aynı cevap bir türlü akıl erdirememiş bir süre daha gittikten sonra bakmış bir kale ve kapısında şu yazı KRAVATSIZ GİRİLMEZ. Eğitimci-Yazar-Editör: Salih Zeki İLERİ Whats App Haber-Bilgi hattı:05325084339 e-Posta:[email protected] |