yerine getirmek, nâfile namaz kılmak, mübârek günlerde oruç tutmak, fakirlere sadaka vermek
ve sâir müstehab olan şeyler gibi.
Farz ve vâcib olmayub da sünnet ve müstehab olan fazîletli şeylere umûmî bir tâbir ile
“nâfile” nâmı verilir.
Mübah: işlemesinde ve terkinde sevâb ve günah olmayan işlerdir: Yemek, içmek, uyumak,
oturmak, gezmek ve sâir mübah olan şeyler gibi.
Haram: Allahü Ta’âlâ hazretlerinin işlemeyin diye kat’iyen ve sarâhaten nehy buyurduğu
şeylerdir: Anaya, babaya âsî olmak, şarâb içmek, adam öldürmek, hırsızlık etmek, yalan söylemek
ve sâir haram olan şeyler gibi. Haramı irtikâb edüb işleyen cehennem azabına lâyık olur.
Harâmı helâl i’tikâd eden ve iyidir diyen “neûzu billah “ dinsiz olur.
Mekrûh: Peygamberimiz efendimizin sevmediği bize işlemeyin diye nehy buyurduğu şeylerdir:
Namazda gözünü yummak, ayakta iken abdest bozmak, tütün içmek ve sâir mekrûh olan
şeyler gibi.
Mekrûh işleyen yevm-i kıyâmette tekdîr olunmağa ve şefaat-i peygamberiden mahrûm kalmağa
lâyık olur.
Mekrûha (kerâhet-i tenzihiye) dahi derler.
Bir de (kerâhet-i tahrîmiye ) vardır ki harâma yakın olduğu içün işleyenler cehennem azabına
lâyık olur: Vâcib olan emirleri terk etmek gibi.
Müfsid: İbâdet gibi hayırlı olan işleri bozan şeylerdir: Abdestli iken bir yerinden
kan akmak, namazda iken söz söylemek, oruçlu iken bir şey yemek ve içmek gibi.
Bu beyân olunan ahkâma bu sûretle i’tikad eder inanırım. Ve güzel amelleri işleyerek
Cenab-ı Hakk’ın rızâsını tahsîle çalışırım.
İ’tikadda mezhebim (ehl-i sünnet ve cema’at)) mezhebidir.
Peygamberimiz efendimiz ile ashâb-ı Kirâmın i’tikadları üzre i’tikad ederim.
Amelde mezhebim (İmam Azam Ebu Hanife)mezhebidir.
Ya’ni İmam Âzâm Hazretlerinin Kuran-ı Azîmüşşandan ve hadis-i şeriflerden anlayub
çıkardığı ahkâm-ı ameliyede kendisini imam edinerek beyân buyurduğu mesâil-i diniyeyi kabul
ettim ona göre amel ederim.
Amelde imâmımızın lakabı : (İmâm Âzâm, künyesii:(Ebu Hanife),İsmi : (Numân Bin Sâbit)
hazretleridir. Rahimehullahu Ta’âlâ.
Âkîl ve bâliğ olanlara ne lâzımdır? Akîl, bâliğ ne demektir? Mükellef ne demektir? Efâ’l-i mükellefîn
ne demektir? Efâ’l-i mükellefîn kaçtır? Farz ne demektir? Farz-ı ayın, farz-ı kifâye ne demektir? Ne
gibi şeylerdir? Farzı işlemeyen ne olur? İnkâr eden ne olur? Vâcib ne demektir? Ne gibi
şeylerdir? İşlemeyen ne olur? Sünnet ne demektir? Sünnet-i müekkede ve gayr-i müekkedeyi anlatınız,,müstehab
ne demektir? Mübah ne demektir? Harâm ne demektir? Ne gibi şeylerdir? Harâm işleyen ne olur?
Harâmı helâl i’tikad eden ne olur? Mekrûh ne demektir? Ne gibi şeylerdir? Kaç türlüdür? Müfsid ne demektir? İ’tikadda mezhebimiz nedir? Amelde imâmımızın ismi nedir?
Tahâret ya’ni temizlik imandandır. Temizlik olmayınca Müslümanlık temel tutmaz. Dinimiz bize
Oturacağımız yeri, üstümüzü, başımızı, vücudumuzun her yerini da’imâ temiz tutmamız
lâzımdır. Bunun içün icâb etmediği halde bile haftada bir kere baştan ayağa kadar yıkanmak
Müslümanlara sünnet kılınmıştır.
kadar yıkanmak, eğer su yok ise kalbimizi temizlemek içün temiz toprak ile “Teyemmüm
etmek tahâret-i şer’iyye ile bize farz kılınmıştır.
Baştan ayağa kadar yıkanmağa “ gusl “ ta’bîr olunur.
ahirine kadar abdest alub namâz edâ edinceye kadar abdesti tutamayan kimseye (sâhib-i
özür)denir.
Eğer tam bir namâz vaktinin içinde özründen bir şey zuhûr etmezse sâhib-i özür olmaktan
kurtulur. Sâhib-i özür olan kimsenin özrü bir vaktin içinde abdeste zarar vermez. Lâkin
özrü kesilüb de başka sebebbten nâşî abdest aldıktan sonra özrü tekrâr zuhûr
ederse abdesti bozulur.
Sâhib-i özrün abdesti vakit çıkdıkca da bozulur. Bunun içün her namâz vaktinde
abdest almalıdır. Vakit çıkıncaya kadar o abdest ile istediği namâzı kılabilir.
Sâhib-i özür olan kimse özrü kesildiği vakit hemen abdest alub mestlerini
giyebilirse sağlam kimse gibi mukîm ise bir gün bir gece, müsâfir ise üç gün
üç gece mesh eder. Eğer özrü hâlinde giyer ise giydiği vakit çıkınca meshin
müddeti de tamam olur. Abdesti de bozulur.
Yara ve kırık ve çıkık sargılarını çözüb alt tarafına su sürmede zarar olacağı
mâ’lûm olursa abdest alırken sargı üzerine mesh etmek câiz olur. Sargının
bağlandığı vakit abdetsli olmak iktizâ etmez.
Bir ayağı sarıgılı olub üzerine mesh ederek o bir ayağındaki meshin üzerine de
mesh etmek câiz olmaz, yıkamak lâzımdır.
Bir ayağının parmakları ve üstü kesilmiş olub yalnız topuk ve ökcesi olan
kimse ayağının mesh mahâlli olmadığı içün o ayağını yıkaması ve o bir ayağına giydiği
mesti dahi çıkarub o ayağını da yıkaması lâzımdır. Ya’ni her iki ayağını da yıkamak lâzımdır.
Yalnız bir ayağı olan kimsenin o ayağına giydiği mestin üzerine mesh etmesi câizdir.
-----------
SÜALLER
Sâhib-i özür ne demektir? Sâhib-i özür olmaktan ne vakit halâs olunur? Sâhib-i özrün abdesti
ne vakit bozulur? Sâhib-i özür mest üzerine mesh edebilir mi? Ederse ne vakit tamam olur?
Yara kırık ve çıkık sargılarına mesh etmek nasıldır? Bir ayağı sargılı yâhud noksan olan kimse
diğer ayağındaki meste mesh edebilir mi?
-16-
EVKÂT-İ SALÂT
Her gün beş vakit namâz kılmak üzerimize farz olmuştur.
Onlar da: Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsu namazlarıdır.
Bu namâzları vakitlerinin içinde edâ etmek şarttır. Vakit çıktıktan sonra kılınırsa
kaza edilmiş olur.
Sabah namâzının vakti: Etrâf-ı Semânın açıldığından i’tibâren Güneş doğuncaya kadardır.
Öğle namâzının vakti: İmam Âzâm Ebu Hanife Hazretlerinin indinde Güneş’in zevâlinden
sonra ya’ni her şeyin gölgesi kısalmakta nihâyet bulduktan sonra uzamağa başlamasından
İ’tibâren gölgesi o şeyin iki katı oluncaya kadardır.
İmâm Âzâm efendimizin diğer rivâyetine şakirtleri İmâm Ebu Yusuf ve İmâm Muhammed’e göre
her şeyin gölgesi o şeyin bir katı oluncaya kadardır.
İkindi namâzının vakti: Her iki rivâyete göre öğlenin vakti tamam olduğundan i’tibâren
ya’ni her şeyin gölgesi bir katı ya’hud iki katı olduğundan i’tibâren Güneş batıncaya kadardır.
Akşam namâzının vakti: Güneşin battığı yerden beyazlık gâib oluncaya kadardır.
Yatsu namâzının vakti: Güneşin battığı yerden beyazlık gâib olduğundan i’tibâren sabah
namâzının vakti girinceye kadardır.
Vâcib olan “vitr” namâzının vakti dahi yatsunun vaktidir. Lâkin yatsunun farzı
İkmâl olunmadıkça kılınmaz.
Bu beş vakit namâzı muayyen olan vakitten çıkarmak câiz değildir.
-------------------------
SÜALLER
Üzerimize kaç vakit namâz farz olmuştur? Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsu, vitr
namâzlarının evvel ve âhir vakitlerini beyân ediniz?
EVKAT-ı MEKRÛHE
Namâz kılmak içün muayyen vakitler olduğu gibi mekrûh vakitler de vardır. Üç vakit-17-
vardır ki bunlarda kılınan namaz sahih olmaz: 1 – Güneş doğmağa başlamasından itibaren bir
mızrak boyu yükselinceye kadar, 2 – Güneş tam zevale geldiği vakit, 3 – Güneş
batarken. İşte bu üç vakitte farzdan, vacipten, nafileden hiç bir namaz sahih olmaz.
Hatta sabah namazı kılarken selam vermeden güneş doğuyorsa o namaz sahih olmayıp
Güneş bir mızrak boyu çıktıktan sonra kaza etmek lazım olur.
Yalnız o günün “ikindi” namazının güneş batarken kılınması sahih olur ise de
Kerahat-i Tahrime ile mekruh olur. Bununla beraber kazaya bırakmaktan ise kerahat vaktinde dahi
olsa yine eda etmelidir.
Bu üç vakitten başka üç vakit daha vardır ki bunlarda farz olan kaza namazları
kılınabilirse de “nafile” namazları kılmak kerahat-i tahrime ile mekruhtur.
Bu üç vakit şunlardır: 1 – Sabah namazının vakti, 2 – İkindi namazının
farzından sonra güneş batıncaya kadar, 3 – Güneş battıktan sonra akşam namazının
farzından evvel.
Bunlardan yalnız sabah namazının vaktinde sabah namazının sünneti kılınır. Başka nafile
kılmak mekruhtur.
-----------------------
SÜALLER
Hangi vakitlerde namaz kılmak sahih olmaz? Güneş batarken hangi namaz kılınabilir? Hangi
Vakitlerde nafile namaz kılmak mekruh olur?
--------------------------------
EZAN ve İKAMET
Beş vakit farzların edasında ve kazasında erkek hakkında ezan ve ikamet sünnet-i müekkededir.
Ezan, vaktin geldiğini ilân için ve ikamet ise farza başlamak zamanının geldiğini
bildirmek için sünnet olmuştur.
Namaz cemaatle kılındığı takdirde ezan ve ikamet yalnız cemaatten biri tarafından okunur.
Bunları okuyana “müezzin” derler.
Yalnız kılan her erkek bunların ikisini de okur.
Muvazzah Malumat-ı Diniye
18
Kadınlara namazı cemaatle kılmak sünnet olmadığı için ezan ve İkamet de sünnet değildir.
Ezanı şöyle okurum: Evvelen ayağa kalkar kıbleye dönerim şahadet parmaklarımı kulaklarımın
koyarım. Sonra şu kelimat-ı şerifeyi aralarında azacık durarak okurum.
“Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber. Eşhedü en lâ ilâhe illallah
Eşhedü en lâ ilahe illallah. Eşhedü enne Muhammeden Resulullah. Eşhedü enne Muhammeder Resulullah. Hayyalesselâh hayyalesselâh. Hayyalel felâh hayyealelfelâh. Allahu ekber allahu .Ekber Lâilâhe illallah”
( Hayyalesselâh ) derken yüzümü sağıma ve “Hayyalelfelah “derken soluma
döndürürüm. Ve eğer minarede okur isem bunları minarenin sağına ve soluna geçerek okurum.
Eğer sabah ezanı ise “Hayyalel felahtan” sonra iki kere “Esselâtü hayrun minennevm “
derim.
İkametin kelimatı dahi ezan gibidir. Ancak “hayyalel felah” tan sonra iki kere
“Kad kametüsselah “denir ve kelimelerin arası kesilmez, ezan gibi ayakta ve kıbleye karşı okunur.
-------------------
SÜALLER
Ezan ve ikâmet nedir? Ne içindir? Kimler okur? Kadınlara ne için sünnet değildir? Ezanı nasıl okursunuz İkametin ezandan farkı nasıldır?
----------------------------------------
ŞURÛT U ERKAN-I SALAT
Namaz kılan kimse huzur-u Hak’da demek olduğundan son derece tâzîm ile kılmak
lazımdır. Bunun için namaza durmadan evvel yapılacak hazırlıklar vardır ki namazın dışında
olduğu için bunlara namazın şartları tâbir olunur.
Namazın şartlar yedidir: 1 – Hadesten taharet ,2 – Necasetten taharet, 3 – Setr-i
avret, 4 – İstikbal-i kıble, 5 - Vakit, 6 – Niyet, 7- Tahrîme
Tahrîme ile namaza başladıktan sonra beş şeyi daha yaparız ki namazın içinde olduğu içün
bunlara namazın rükünleri tâbir olunur
-19-
Namazın rükünleri beştir: 1 – Kıyam, 2 – Kıraet, 3 – Rükû, 4 – Sücud, 5 – Kade-i ahre.
Gerek şartlar ve gerek rükunlar farz olduğu için bunların mecmuna birden “ namazın
farzları “ tabir olunur. Bunların mecmu on iki eder. Sırasıyla bir daha sayalım.
Namazın mecmu farzları: 1 – Hadesten taharet, 2 – Necasetten taharet,
3 – setr-i avret, 4 – İstikbal-i kıble,5 – vakit, 6 – Niyet, 7 – Tahrime, 8 –
Kıyâm, 9 – Kıra’et, 10 – Rükû, 11 – Sücud, 12 – kade-i ahirede teşehhüt miktarı
oturmak.
----------------------
SÜALLER
Namazın şartları ne demektir? Namazın şartları kaçtır? Rükun ne demektir? Namazın rükunları kaçtır?
Namazın farzlarını tamamen sayınız?
------------------------------------------
İZAHAT
1 – Hadesten taharet: Abdesti yok ise abdest almak, cünüb ise gusl etmek,
eğer su bulamazsa yahut suyu kullanamazsa abdest ve gusle bedel teyemmüm etmektir. Abdest,
gusl, teyemmüm yukarıda hadesten taharet bahsinde îzâh edilmiştir.
2 – Necasetten tahâret vücudunda ve libasında ve namaz kılacağı yerde namaza mani olacak
kadar necaset var ise temizlemek demektir.
Necasetin envaiyle nasıl temizleneceği yukarıda bahs-i mahsusunda îzah edilmiştir.
Necasetin namaza mani olacak miktarı:
Necaset-i hafifeden, bulaştığı vücudun yahut libasın üstünde dörtte biri kadar olursa
namaza manidir, temizlemek farzdır. Daha az olursa yine temizlemek iyidir. Necaset-i galizadan eğer sidik ve şarab gibi mayi yani sulu ve akıcı ise el ayasından ziyadesi ve eğer katı necaset ise dirhemden ziyadesi gerek hepsi bir yerde olsun ve gerek başka başka yerlerde
bulunsun namaza mani olub temizlemek farzdır.
İnsan kendi necasetinden dahi ziyadesiyle sakınmalıdır. Bunun içün gerek abdest hanede
-20-
ve gerek başka yerde abdest bozduğu zaman iyice dikkat etmelidir ki vücuduna ve yahut libasına necaset ve idrar bulaşmasın.
Büyük abdest bozduktan sonra su ile temizlenmek lâzımdır.
Eğer su bulamazsa taş yahut bez parçasıyla necaseti azaltmak caiz ise de
bu hususta kağıt parçası kullanmaktan son derece sakınmak icab eder. Küçük abdest
bozduktan sonra dahi acele etmeyip geriden idrar sızıntısı gelmeyeceğinden emin oluncaya kadar beklemeli ve idrarın vücuda yahut libasa bulaşmamasına da son derece dikkat etmelidir.
----------------------
SÜALLER
Hadesten taharet ne demektir? Necasetten taharet ne demektir? Ne kadar necaset namaza manidir?
Küçük ve büyük abdest bozan kimse nasıl temizlenmelidir?
___________________________
3 – Setr-i avret: Namazda görünmesi caiz olmayan azayı örtmek demektir.
Erkeklere göbeği altından diz kapağı altına kadar örtmek farzdır.
Kadınlara: Yüzünden ve elinin içiyle ayaklarından mada her tarafını örtmek farzdır. Cariye
odalık cinsinden olan kadınlara baş ve kol ve bacaklarından mada mahallerini örtmek farzdır.
Namazda görünmesi caiz olmayan bir uzvun dörtte biri açık olursa namaza manidir,
eğer namazda açılırsa hemen kapamalıdır. Kısa bir rükun eda edecek kadar açık kalırsa
namaz fasit olur.
___________________
SÜALLER
Setr-i avret ne demektir? Erkeklere ve kadınlara nerelerini örtmek farzdır? Ne kadar yer, ne kadar zaman açılırsa namaz fasit olur?
___________________________________
4 – İstikbâl-i kıble: Namazda kıble tarafına doğru dönmek demektir. Kıblemiz ”Kâbe-i
Şerife”dir. Kâbe- i Şerife (Mekke-i Mükerreme) dedir. Orada bulunub da “kâbeyi görerek
21
namaz kılanlar (Kâbe)nin kendisine doğru dönmelidir. Kâbe’yi görmeyerek namaz kılanlar
nerede bulunursa bulunsun (Kâbe)nin olduğu tarafa doğru dönmelidir.
Eğer namazda göğsünü kıbleden çevirirse namaz fasid olur.
Kıblenin ne tarafta olduğunu bilmeyen ve soracak kimse bulamayan Müslüman kalbiyle kıble
tarafını aramalıdır. Aradıktan sonra aklı hangi taraf olduğuna hükmederse o tarafa
doğru dönerek namaz kılmalıdır.
Namazın içinde iken hatası zahir olsa yahut aklı başka tarafa hükmetse namazı
bozmayarak namaz içinde o tarafa dönüp namazı ikmal eder.
Kıbleyi aramadan namaza durup da namazın içinde hatası zahir olsa namazı fasit
olur. Namazı bitirdikten sonra kıbleye rast geldiğini anlayamazsa yeniden arayıp
aklının kestiği tarafa dönerek kılmalıdır.
Ve eğer namazı bitirdikten sonra kıbleye rast geldiğini anlarsa namazı sahih
olup iadesi lazım olmaz .
Ve eğer kıbleyi aradıktan sonra aklının hükmettiği taraftan başka tarafa dönerek
kılarsa kıbleye rast gelse dahi namazı caiz olmaz, yeniden kılmak lazımdır.
Birkaç kimse kıblede şüphe etseler herkes aklının kestiği tarafa dönerek yalnızca
kılar. Reyleri kıble cihetinde birleşenler namazı cemaatle kılarlar.
----------------
SÜALLER
İstkbal-i kıble ne demektir? Kıblemiz neresidir? Nerededir? Kıbleye nasıl durmalıdır? Kıblenin ne tarafta olduğunu bilmeyen kimse nasıl namaz kılar? İzah ediniz. Kıblede şüphe eden bir kaç kimse olursa nasıl namaz kılarlar?
______________
5 – Vakit: Her namazı şer’an tayin olunan vakitte kılmak demektir. Beş vakit namazın
Vakti muayyenleri yukarıda (Evkat-ı salat) bahsinde izah edilmiştir.
6 – Niyet: Kılacağı namazın hangi namaz olduğunu kalbiyle mülahaza ve tayin etmek ve cemaatle
kılıyorsa imama uyduğunu dahi kast etmek demektir.
-22-
niyeti lisanen söylemek müstahaptır.
Namaza niyeti şöyle ederim: Mesela: Sabah namazının farzını kılarken (Niyet ettim Allah
Teâlâ’nın rızâ-i şerifi için sabah namazının farzını kılmaya, döndüm kıbleye uydum şu
imama )derim.
Beş vakit namazın farzlariyle vitr namazında ve cuma ve bayram namazlarında ve kaza ve nezir namazlarında niyet ederken namazın ismini söylemek de lazımdır. Sair namazlarda söylemeyerek yalnız ( niyet ettim AllahuTea’la’nın rıza-i şerifi içün namaz kılmağa) demek kafidir. Tayin ederek
söylese de olur.
Nezir - Bir sebepten dolayı Cenab-ı Hakk’ın rızası için namaz, oruç, kurban
gibi hayırlı şeyler adamağa (nezir) tabir olunur ki bunu nezir olunduğu veçhile icra etmek
vacibdir.
__________________________
SÜALLER
Vakit ne demektir, niyet ne demektir? Namaza nasıl niyet edersiniz? Hangi namazın niyetinde tayin lazımdır, nezir ne demektir?
____________________________
7 – Tahrime: Allahu Tea’la hazretlerine ancak tazim ifade eden lafızlar ile namaza
başlamak demektir. Bu gibi lafızlardan yalnız (Allahu Ekber) diyerek başlamak ayrıca vaciptir.
Buna (iftitah tekbiri) dahi denir.
___________________________
SÜALLER
Tahrime ne demektir? İftitah tekbiri ne demektir?
_______________________________
8 – Kıyam: Namâzda kıra’et esnasında ayak üzre durmak demektir. Farz ve vacip
olan namazlar ile bunlara mülhak olan sabah namazının sünneti gibi sünnet-i müekkedeleri özürsüz
oturarak kılmak câiz değildir.
Hastalık ve sair bir mani’le ayakta durmağa kudreti olmazsa oturarak kılmak caizdir.
“MALUMATI DİNİYE” tefrikasının 23.24. sayfaları
-23-
Oturarak namaza başlandığı zaman ellerini kıyamdaki gibi bağlar ve rüku’u ellerini dizlerine
Koyup biraz eğilerek yapar.
________________
SÜALLER
Kıyam ne demektir? Hangi namazlarda farzdır? Ayakta duramayan kimse nasıl namaz kılar?
____________________
9 – Kıraat: Namazın kıyamında iken Kur’an-ı Kerimden bir kısa sure yahut üç kısa
ayet yahu bunlar kadar uzunca bir ayet-i kerime okumaktır.
Kıraat: İki rekatlı farz namazlarının yalnız iki rekatında farzdır. O iki rekat
hangisi olursa caiz ise de birinci ve ikinci rekatlarda okumak ayrıca vaciptir.
Ve her rekatta (Fatiha-i şerife ) okumak da vaciptir.
__________________________
SÜALLER
Kıraat ne demektir? Hangi namazların hangi rekatlarında farzdır.
__________________
10 – Rüku: Kıra’atten sonra eğilmek demektir. Rükuda baş omuz ve arka
ve bel bir hizaya gelinceye kadar eğilmek üç kere (Sübhane Rabbiyel azim) demek sünnettir.
_____________________________
SÜALLER
Rüku ne demektir? Rüku nasıl yapılır?
______________
11 – Sücut: Eğilüb yere kapanmak demektir. Secde yedi aza üzerine yapılır.
İkisi ayaklar, ikisi dizler, ikisi eller biri de alın ve burundur.
Bu yedi azanın yere dokunmasından secde hasıl olur. Bunun için bir kimse
secdede iki ayağını da yerden kaldırsa namazı fasit olur.
-24-
Secdede üç kere “Sübhane Rabbiyel ala” demek sünnettir.
Rüku ve sücuttan aciz olan kimse oturduğu yerde namaza başlayıp biraz eğilerek
Rüku ve ondan ziyade eğilerek secdeleri ima ile yapar. Önüne yüksek bir şey
koyup da onun üzerine secde etmek mekruhtur. Oturmaya da kudreti yoksa ayaklarını
kıbleye getirip arkası üzre yatarak yahut yüzü kıbleye gelmek üzre yan tarafa yatarak
başı ile kudreti olduğu kadar rükuu ve ondan aşağı secdeleri “imi” yani işaret ile yapar.
Buna da kudreti yoksa göz, kaş yahut kalb ile “ima” edilmez. Artık namaz tehir
edilir. Ve kudret hasıl olduğu zaman kaza edilir.
_______________
SÜALLER
Sücut ne demektir? Secde nasıl yapılır? Rükuu ve sücut ima ile nasıl yapılır?
_________________
12 – Kade-i ahire: Namazın sonunda kelime-i şahadet okuyacak kadar oturmak demektir.
Burada “ et tahiyyat “okumak vacip ve salavat dualarıyla başka bir dua daha okumak sünnettir.
Bir de üç ve dört rekatlı farzlar ile “vitr” namazında ve dört rekatlı sünnet-i müekkedelerde
ikinci rekatlardan sonra oturmak ve yalnız “ et tahiyat” okumak vaciptir. Buna
“kade-i ula “ tabir olunur.
_____________________
SÜALLER
Kade-i ahire ne demektir? Burada ne okunur? Kade-i ula nedir? Burada ne okunur?
_____________________
NAMAZIN FARZLARI
Namazın farzları yukarıda beyan ve izah olunduğu veçhile on ikidir. Ancak namazın
farzları denince namazın içinde olan rükünler hatıra geliyor.
O rükünler de bala da beyan ve izah olunduğu veçhile kıyam, kıraat, rüku, sücut,
Kade-i ahireden ibarettir.
Malumat-ı Diniye Tefrikamızın 25.26. sayfaları
( Osmanlıca kelimelerin yazımı değiştirilmemiştir.)
-25-
İşte bu farzları sıra tertibiyle yapmak ya’ni evvelâ kıyâm, sonra kıyamda kıra’et,
sonra rükû’, rükû’dan kavmeye kalktıktan sonra birinci secde, ve birinci secdeden
celseye oturduktan sonra ikinci secdeyi ve namâzın sonunda ikinci secdeden sonra
ka’de-i ahîreyi yapmak vâcibtir. Ya’ni namâzın rükünlerini beyân olunan tertib üzre yapmak
ayrıca vacibtir. Bu tertib imâm hakkında farzdır.
Rükû’dan kalkub biraz kıyâmda dur gibi durmağa “kavme” ve birinci secdeden
kalkub ka’dede oturur gibi biraz oturmağa celse denir. Bunları dikkatle icrâ
etmek lâzımdır.
Zîrâ tâdil-i erkân bunlarla hâsıl olur. Bunların farz, vâcib, sünnet oldukları
hakkında muhtelif rivâyetler vardır.
Bu farzları uyanık olarak, ne yaptığını bilerek yapmak ayrıca bir şart olduğundan
uyuklayarak yapılan farzlara i’tibâr olunmayub uyku ile yaptığı rüknü namâzı bozmayarak
i’âde etmek lâzımdır. İ’âde edilmezse namâz fâsid olur. Yeniden kılmak lâzımdır. Namâzın
rükünlerini ya’ni içindeki farzları sünnet ve âdâbiyle yapmağa dikkat etmelidir.
___________________
SÜALLER
Namâzın farzları kaçtır? Rükün ta’bir olunan farzları nasıl yapmalıdır? Bir rükûn uyku halinde
yapılsa ne yapmalıdır?
________________
ÎZÂHÂT
Namaza başlarken tahrîmeyi şöyle yaparım?
Ellerimi başparmaklarımın yumuşağa dokununcaya kadar kaldırır ve kendi hâlinde açarak
içini kıbleye çeviririm, ve başımı doğru tutarım, böyle yaparken “Allahu ekber “diyerek
ellerimi indiririm.
Kıyâmı şöyle yaparım:
Tahrime ya’ni iftitâh tekbirinden sonra sağ elimin ayasını sol elimin üzerine koyub
-26-
sağ elimin başparmağıyla küçük parmağını halka gibi ederek sol bileğimi tutarım.
Göbeğimin altına koyarım. Ve kalan üç parmağımı kolumun üzerine doğru uzatırım.
Vücudumu doğru tutub secde edeceğim yere bakarım. Ve ayaklarımı dört parmak kadar
açarak uçlarını kıbleye çeviririm.
Kıyâmda kıra’eti ve sâir okunacak şeyleri şu sıfat ve tertîb ile okurum:
Kendi işiteceğim kadar dilim ile harfleri mahreclerinden çıkararak evvelâ “Sübhâneke”yi,
sonra “ euzü besmele “ ile sûre-i Fâtihâ”yı okuyub “Âmîn” derim.
Sonra bir sûre-i şerîfe yahud âyet-i kerîme okurum.
Rükû’u şöyle yaparım:
Kıyâmdan rükû’a (Allahu Ekber ) diyerek eğilüb parmaklarımı açarak ellerimle dizlerimi tutarım. Ve başım ile arkamı ve belimi düz ederim, ve bacaklarımı dik tutarak topuklarımı
birleştiririm. Ve ayaklarıma bakarak bu hey’et üzre rükû’da üç kere (Sübhâne Rabbiyel azîm)
dedikten sonra topuklarımı açarak ve (semi’allahulimen hamide ) diyerek (kavme)ye kalkarım.
Kavmede (Rabbenâ lekelhamd) dedikten sonra bir tekbîr alarak secdeye giderim.
Secdeyi şöyle yaparım:
(Kavme) dan secdeye (Allahu Ekber ) diyerek inerken evvelâ dizlerimi, sonra ellerimi,
parmaklarımı sıkub avuçlarımı kıbleye çevirerek yere koyarım. Ellerimin arasını biraz açub
alnım ile burnumu arasına yerin katılığını duyacak surette koyarım ve kollarımı yanlarından
açık tutarak dirseklerimi de azacık yerden kaldırırım karnımı uyluklarıma dokundurmayacak
kadar ellerim ile başımı ileride bulundururum. Ve ayak parmaklarımı, uçlarını kıbleye çevirerek
dikerim. Ve burnuma bakarım. Bu hey’et üzre secdede üç kere (Sübhâne Rabbiyel âlâ)
dedikten sonra (Allahu Ekber) diyerek kalkar (celse)ye otururum. Celsede biraz
durub ikinci secdeyi de böyle yaparım.
Ka’de-i ahîreyi şöyle yaparım:
Son rekâtın ikinci secdesinden (Allahu Ekber)diyerek evelâ başımı, sonra ellerimi
kaldırub parmaklarımı sıkmayarak uçlarını dizlerimle berâber gelmek üzre ellerimi uyluklarımın
üzerine koyarım. Sol ayağımı yere yatırarak üzerine oturur ve sağ ayağımın parmaklarını
MA’LÛMÂT-I DİNİYE TEFRİKAMIZIN 27.28.29. SAYFALARI
-27-
secdedeki gibi dikerim ve kucağıma bakarım. Ka’de-i ahîrede sırasıyla (Ettahiyât) ile
Salâvât dualarını ve diğer du’âyı okuduktan sonra etrâfıma selâm vererek namâzdan çıkarım.
Ka’de-i ûlâda dahi böylece oturub yalnız (ettahiyât)okurum.
Namâzdan selâm ile şöyle çıkarım.
Ka’de-i ahîrede duayı okuduktan sonra yüzümün beyazı görünecek kadar başımı,
aşağı yukarı eğmeden evvela ağ ve sonra sol tarafa döndürüb omuz başlarıma
bakarak her ikisinde de (esselâmualeyküm ve rahmetullah) derim.
_______________
SÜALLER
Tahrîmeyi nasıl yaparsınız? Kıyamı, kıra’eti, rükû’u, kavmeyi, birinci secdeyi, celseyi,
İkinci secdeyi ,ka’de-i ahîre ve ûlâyı, selâmı nasıl icrâ edersiniz?
_____________________
BEŞ VAKİT NAMÂZIN FARZ VE SÜNNETLERİNİN
REK’ATLARI
Namâz rek’atlardan teşekkül eder. Her rek’atta kıyâm ve kıra’et ile bir rükû’ ve iki secde
vardır. İki rek’atlı namâzlarda bir ka’de ve üç, dört rekâtlı namazlarda iki ka’de vardır.
Sabah namâzı dört rek’attır: Evvelce kılınan iki rek’at sünnet-i müekkede ve sonra edâ
olunan iki rek’at farzdır.
Öğle namâzı on rek’attır: Evvelâ kılınan dört rek’at sünnet-i müekkede ve sonra edâ
olunan dört rek’at farz, daha sonra kılınan iki rek’at sünnet-i müekkededir.
İkindi namâzı sekiz rek’attır: Evvelâ kılınan dört rek’at sünnet-i gayr-ı müekkede ve sonra
edâ olunan dört rek’at farzdır.
Akşam namâzı beş rek’attır: Evvelâ edâ olunan üç rek’at farz sonra kılınan iki
rek’at sünnet-i müekkededir.
Yatsu namâzı on rek’attır,(vitr) namâzıyla on üç rek’at eder.
-28-
evvelâ kılınan dört rekât sünnet-i gayr-i müekkede ve sonra edâ olunan dört rekât
farz, farzdan sonra kılınan iki rekât son sünnet-i müekkede en sonra edâ olunan üç rekât vâcib olan “vitr” namâzıdır.
Üç ve dört rekâtlı farzların birinci ve ikinci rekâtlarında sure-i Fâtiha’dan sonra
“zam -ı sûre dediğimiz bir sûre veyâ âyet-i kerime okunur. Üçüncü ve dördüncü rekâtlarında
yalnız (Fâtiha) okunub başka bir sûre veyâ âyet-i kerime zam olunmadan rükû’a gidilir.
İki rekâtlı farzlar ile sâir namâzların her rekâtında hem Fâtiha ve hem (zam-ı sûre ) okunur.
Ancak sâlât-ı vitrin üçüncü rekâtında fâtiha ve zam-ı sûreden sonra rükû’a gitmezden
evvel iftitâh tekbîri gibi eller kaldırılarak bir tekbîr alınub eller bağlanır ve “kunut duası,
nâmiyle bir duâ okunur. Sonra rükû’a gidilir.
Vitr namâzında “kunut” içün bir duâ okunmak vâcib olub bilhâssa şu duâyı:
“Allâhümme innâ nesteînüke ve nestağfirüke ve nestehdîke. Ve nü'minü bike ve netûbü ileyke.
ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleykel-hayra küllehû neşkürüke ve lâ nekfürük ve nahleu’
ve netrükü men yefcürük. Allâhümme iyyâke na'büdüve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke
nesâ ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşa azâbeke inne azâbeke bilküffâri
mülhık.”okunmak ayrıca sünnettir.
__________________________
NAMÂZIN VÂCİBLERİ
Namâzın içinde vâcib olarak işlenen şeyler şunlardır:
Namâza başlarken tahrîmeyi ( Allahu Ekber)lâfziyle yapmak, her rekâtta Fâtiha okumak, üç
ve dört rekâtlı farzların birinci ve ikinci rekâtlariyle sâir namâzların her rekâtında Fâtiha’dan
sonra zam-ı sûre okunmak ,dört rekâtlı farzların iki evvelki rekâtlarını farz olan
Kıra’ete ta’yîn etmek; sabah, akşam, yatsu, Cum’a, bayram, terâvih , vitr namâzlarında imâm
kIra’eti aşikâre okunmak, öğle ve ikindi namâzlarında gizli okunmak ,ta’dîl-i erkânı icrâ
etmek ya’ni rükû’ ve secdelerde kavme ve celsede (Sübhânallâh )diyecek kadar durmak,
Rükünleri tertîb üzre yapmak, ka’de-i evvelde ûlâdateşehhüd miktârı oturmak, ka’de-i ûlâ ve ahîrede
-29-
(ettahiyyât) okumak, bayram namâzlarının her rekâtında üçer kere tekbîr-i zevâit almak, kadınlar
dâimâ gizli okumak, îcâb etmiş ise secde-i sehiv yapmak, secde âyetini okuduktan
sonra üç âyet daha okuyacak ise secde-i tilâvet etmek, vitr namâzında kunut içün
tekbîr almak, ve kunut duâsını okumak namâzın kendi ihtiyârı ile ve selâm ile çıkmak
_________________________
SÜALLER
Namâzın vâciblerini söyleyiniz!
___________________________
NAMÂZIN SÜNNETLERİ
İftitâh tekbîrini alırken ellerini kaldırmak, birinci rekâtta iftitâh tekbîrinden sonra
(Sübhaneke) ve ( Eûzü besmele) okumak, her rekâtta (Fâtiha) dan evvel (Besmele) okumak,
kıyâmda sağ elini sol elinin üzerine koyub erkek ise göbeği altına kadın ise
göğsüne koymak, Fâtiha’yı okudukca ve imamdan işittikce yavaşca (Âmîn) demek, bir farzdan
diğer farza intikâl ederken (Allahu Ekber) demek, rükû’da ellerini dizlerine koymak ve parmaklarını
açmak ve başıyla arkasını düz etmek, rükû’dan kalkarken imâm ise (Semiallahülimen hamideh)
demek, imâma uymuş ise (Rabbenâ lekelhamd) demek, yalnız kılıyorsa bunların ikisini de
okumak, rükû’da üç kere (Sübhâne Rabbiyel azîm) demek, secdede üç kere (Sübhâne
Rabbiyel âlâ)demek, secdede alnı ile berâber burnu dahi yere dokundurmak ve elinin
parmaklarını birbirine yapıştırmak, erkekler karınlarını uyluklarına yapıtırmayub kollarını da
yere döşememek, erkekler ka’delerde sol ayağını üzerine oturub sağ ayağını dikmek
ve parmaklarını kıbleye baktırmak, kadınlar iki ayağını sağ taraftan çıkarub sol tarafı
üzerine oturmak, ka’de-i ahîrede salavât ile ed’iye-i me’sûreden bir dua okumak; imâm
tekbîrleri ve tesmi’ ve selâmı cehr ile okumak, evvelâ sağa ve sonra sola selâm vermek.
Namâzın müstehâb ve âdâbı da şunlardır:
Müezzinin ikâmeti esnâsında (Hayyalesselatü) derken ayağa kalkmak, iftitâh tekbîrinde
ellerinin başparmağını kulaklarının yumuşağına dokundurmak, kadın ise parmaklarını omuz
TEFRİKAMIZ MALUMAT-I DİNİYE’NİN 30.31.32. SAYFALARI
-30-
başına kadar kaldırmak, sağ elini sol elinin üzerine koyub erkekler başparmağıyla
küçük parmağını halka ederek bileğini tutmak, ve kalan üç parmağını kolun üzerine
döşemek, kıyâmda secde yerine ve rükû’da ayağına ve secdede yüzüne ve ka’dede kucağına
selâm verirken omuz başlarına bakmak, secde ederken evvelâ burnunu ve sonra alnını
koymak, önünden adam geçmek ihtimâli varsa önüne bir parmak kalınlığında ve bir arşun
uzunluğunda bir şeyi dikmek. Buna “sütre “tâbîr olunur.
SÜALLER
Namâzın sünnetlerini söyleyiniz! Namâzın müstehâb ve âdâbını söyleyiniz! Sütre ne demektir?
NAMÂZI İFSÂD EDEN ŞEYLER
Namâzı ifsâd eden şeyler şunlardır: Sehven ya’ni unutarak yâhud âmden ya’ni bilerek
farzlardan birini terk etmek bozduğu gibi namâza mütea’llık olmayan şeyleri yapmak ya’ni
namâzda olan kimse bunu yapmaz diye hükm edecek şeylerden birini yapmak ile de namâz fâsîd
olur. Meselâ: Bir eliyle bir kimseye urmak, başkasına selâm ve iltifât kasdıyla elini başa
kaldırmak, iki harfli dahi olsa ma’nâlı, ma’nâsız kasden yâhud sehven söz söylemek,
kendi işitecek kadar gülmek ,(eğer başkası işitecek kadar gülerse abdesti dahi
bozulur),musîbet veya ağrıdan nâşi ah etmek, inlemek, ses ile ağlamak (eğer hak
korkusu veya zikr-i ahret içün ağlarsa fâsîd olmaz), sakız çiğnemek, bir rekâtta
üç kere kıl koparmak, bir rekâtta el kaldırarak üç kere bir yerini kaşımak, bir rekâtta
birdenbire iki saf kadar ileri yahud geri yürümek, göğsünü kıbleden çevirmek,
ma’nâ bozulacak kadar Kur’ân’ı yanlış okumak , imâmdan ileri bulunmak, imâmdan evvel
rükünlleri yapmak, kendi imâmından başkasının hatâsını söylemek, kasten selâm vermek
(sehven verse secde-i sehiv lâzım olur), kendi imamının cema’atinde olan kadının yanında
yahud arkasında durmak, bir şey yemek ve içmek ağzında bulunan bir şeyin tatlısını
-31-
yutmak, özürsüz garaz-ı sahîhi yok iken öksürmek gibi şeyler namâzı ifsâd eder.
Namâz bozulunca vakit geçirmeyüb hemen yeniden kılmak lâzımdır.
SÜALLER
Namâzı bozan şeyleri söyleyiniz?
NAMÂZDA MEHRÛH OLAN EF’AL
Namâz Cenâb-ı Hakk’ı tâ’zîm içün bir ibâdet, bir emr-i ilâhî olduğundan namâz esnâsında
mekrûh olan işlerden de sakınmak icâb eder.
Namâzda mekrûh olan ef’al şunlardır; namâzda sünnet olan ef’ali terk etmek, sağına
ve soluna boynunu eğüb bakmak, yüzünü kıbleden çevirmek, büyük tanıdığı kimselerin
yanına varamayacağı libâs ile kılmak, libâsla yahud başka bir şeyle oynamak, secde yerinden
taş gidermek, parmağını çıtlatmak, elini yüreğine koymak, ha’lesiz adam yüzüne karşı
kılmak, özürsüz bağdaş kurmak, esnemek(eğer def’ine kâdîr değilse eliyle ağzını
kapamalıdır),geğirmek, zarûretsiz boğaz ayıklamak, ha’lesiz kabre karşı, ateşe karşı
kılmak (muma ve kandile karşı kılmak da kerahât yoktur) elbisesinde namâz kıldığı yerin
her ne tarafında olursa insan veya hayvan yahud salîb resmi bulunmak (ayak altında
veya arkasında veya oturduğu yerde veya bedeninde veya hâteminde yahud kesesinde olub görünmezse,
yahud gâyet küçük olub âzâsı belli olmazsa yahud başı mahv edilmiş veya kesilmiş
olsa beis yok ise de bulundurmamak evlâdır),kollarını kaftanın kulağından çıkarmak,
iki ökçesi üzerine oturmak, gözünü yummak, tekâsülünden nâşi başı açık kılmak,
secde ve ka’delerde elinin ve ayağının parmaklarını kıbleden eğmek, önünde açık yer var iken
safın gerisinde yalnız kılmak, abdest bozmak sıkıntısı var iken kılmak, secdede
bir ayağını kaldırmak, imâmdan evvel rükû’a ya secdeye gitmek yahud bunlardan başını
kaldırmak, başındaki fes yahud sarık üzerine secde etmek, secdeye inerken özürsüz
-32-
ellerini dizlerinden evvel yere koymak, kalkarken dizlerini evvel kaldırmak, rükû’ ve sücûdda
tesbîhlerini üçten noksan yapmak, özürsüz yere yâhud dıvara dayanmak, yalnız kılarken
kadın ile berâber durmak, önünden adam geçmek ihtimâli olan yerde (sütre)yi terk etmek,
namâzda özürsüz alnından toprak silmek, kasden bir sûre veya bir âyet atlamak, ikinci
rekâtda evvelki rekâtda okuduğunun yukarısından okumak ve ikincisinde evvelkinden üç
âyet ziyâde okumak, imâm ardında kuran okumak, kâh sağına ve kâh soluna eğilmek; ayak
üzerinde özürsüz a’sâya veyâ dıvara dayanmak, kollarını ve ayaklarını sığalı kılmak, âyet
ve tesbîhleri parmağıyla saymak, bir ayak üzerine durmak, bir şey koklamak, üflemek,
tükürmek, (eûzü, besmele,senâ, âmîn, tesbîh) leri cehr ile okumak,
bunlardan başka namâzı bozmayub da ta’zîmi muhal olan her türlü ef’al mekrûhtur.
SÜALLER
Namazda mekrûh olan şeyleri söyleyiniz!
CEMA’ATLE NAMÂZIN HÜKMÜ
Mü’minler kardeş oldukları cihetle bir birlerinin hallerini anlamak ve icâbında
mu’avenet etmek üzre dâimâ birleşmeleri lâzımdır.
İşte bunun içün beş vakit namâzı cema’atle edâ etmek sünnet kabilindendir. Beş vaktin
farzlarında ve terâvih namazında erkekler hakkında cema’at sünnet-i müekkededir. Sünnet-i seniyenin en
ehemmiyetlisi cema’attir. Yalnız kılmanın üzerine (yirmi yedi) kat fazîleti vardır. Her temiz
olan mahalde gerek yalnız ve gerek cema’atle namâz kılınabilir. Şa’âir-i İslâm’dan olduğu cihetle
mescidin ve cema’atinin fazîleti ziyâdedir.
Mescid ve cami’- i şeriflerde ön tarafta imâmın namâz kıldırdığı yere (mihrâb) ve Cuma’ ve
bayram namâzlarında hatîbin çıkub hutbe okuduğu merdivenli yüksek mevki’e (minber)
ve va’z u nasîhât edenlerin çıkub oturduğu yüksek mahalle (kürsü)ve mescid-i şerifin
-33-
hâricinde ve itisâlinde müezzinlerin çıkub da ezân okuduğu pek yüksek yere de (minâre) ta’bîr
olunur.
Âkil ve baliğ ve hür olub cema’ate kudreti var iken özürsüz cema’ati terk etmek âdeti
olan kimse ta’zîre müstehak olur. Hâkim huzurunda şahâdeti red olunur. Bu hâli bilen
komşuları sükût edüb haber vermemeleriyle günahkâr olurlar.
______________
SÜALLER
Cema’at nedir? Ne içün sünnet olmuştur: Hangi namâzlar içün sünnettir? Cema’atin fazîleti nasıldır?
Terkinde ne gibi mazarratlar vardır? Cami’-i şeriflerin mihrâbı, minberi, kürsüsü, minâresi neresidir?
____________________
İMÂM VE MUKTEDÎNİN AHKÂMI
Namâzda imâm olacak kimsenin fevahiş-i zâhireden müctenib ve i’tikad-i ehl-i sünnet ile
mu’tetekîd olması , namâzın sıhhat ve fesâdı me’selelerini bilmesi, Kur’an-ı Azîm üşşan’ın kıra’etini
ve harflerin maharic ve sıfâtının sûret-i icrâsını ehîl ve erbâbından öğrenmiş bulunması lâzımdır.
Lâkin bunları az bilen kimse kendisinden daha az bilenlere imâm olabilir.
İmâmın erkek cema’ati hakkında imâmete niyet etmesine hâcet yoktur. Ancak imâmın
arkasında kadın cema’ati de bulunduğu takdîrde imâmete niyet etmelidir. Eğer imâm (Bana tâbi’ olanların imâmıyım)diye imâmete niyet etmezse kadın cema’atinin namâzı sahîh olmaz.
Namâzda imâma uyan cema’ate (muktedî) ta’bîr olunur. Namâzı yalnız kılana da (musallî )derler.
Cema’atle namaz kılınacağı zaman müezzin tarafından ikâmet olunnunca (hayyalessalâh)
denirken cema’atin ayağa kalkması müstehabtır.
İmâma uyan bir erkek ise sağ tarafına berâber durur. Soluna veya ardına
durması mekrûhtur. Bir kadın yâhud iki veya daha ziyâde erkek ise imâmın ardına
dururlar.
İmâm, safları düzeltmelerini ve aralarındaki boşlukları doldurmalarını cema’ate emreder.
Muvazzah Ma’lumât-ı Diniye
-34-
(kadı kâmetis selâh) denirken imâm ve cema’at tekbîr alarak namâza başlarlar. İmâm iftitâh
tekbîrinde ve intikalât tekbîrlerinde ve rükû’dan kalkarken (tesmi’)de ve selâmda cema’ati
işitecek kadar sesini kaldırması sünnettir.
Cema’at çok olub da imâmın sesi kifâyet etmez ise müezzin tekbîrlerini ve tesmi’
yerine tahmîdi ve selâmı teganni yapmayarak yüksek ses ile tebliğ eder.
Müezzin lüzumundan ziyâde bağırırsa kerâhati vardır. Ve nağme san’ati icra etmek içün
bir takım nağmât ile meşgûl olursa namâzı fâsid olur.
Eğer kılınan namâz sabâh, akşam ve yatsu, Cuma’, bayram, vitr, terâvih namâzları
ise bunlardan akşam ve yatsu namâzlarının birinci ve ikinci rekâtlarında ve diğerlerinin
her rekâtında imâmın(fâtiha)ve zamm-ı sûreyi cema’ate göre cehr ile okuması vâcibdir.
Öğle ve ikindi namâzlarında ise gizli okuması vâcibdir.
İmâm rükünlere intikal ettikce cema’atin dahi imâma tâbi’ olmaları farzdır. Yalnız
Kıra’etde tâbi’ olmayub imâm sesi ile okuyor ise dinlerler. Gizli okuyor ise
sükût ederler.
Tekbîr ile tesbîh ve duâları herkes kendi işiteceği kadar okur. Ancak rükû’dan
kalkarken imâm (semi’allahhulimen hamideh) ve cema’at (Rabbenâ lekelhamd ) der. Bunlardan birinciye (tesmi’) ikinciye(tahmîd)denir.
Selâmdan sonra imâm biraz sağına yâhud soluna gelerek ve cema’at dahi safı bozarak
farz kıldıkları yeri değiştirirler.
__________
SÜALLER
İmâm olan kimse nasıl olmalıdır? İmâmın cema’at içün niyet etmesi iktizâ eder mi? Muktedî
ve musalli ne demektir? İmâm ve cema’at namâza nasıl başlarlar? İmâm hangi namâzlarda cehr eder? Hangilerinde
ihfâ eder? Muktedînin imâma nasıl tâbi’ olacağını beyân ediniz! Selâmdan sonra ne yapılır?
-35-
MUKTEDÎ HAKKINDA BA’ZI ÎZÂHÂT
Cema’atle farza başlanmazdan mukaddem bir kimse o farza yalnız başlamış olsa birinci rekâtın
secdesine varmamış ise ayakta olarak bir tarafına selâm ile namâzdan çıkub
İmâma uyar. Birinci rekâtın secdesine varmış ise o kılınan farz dört rekâtlı ise
İki rekâtını tekmîl edüb teşehhütten sonra selâm verir ve imâma uyar. Eğer Üçüncü
rekâtın secdesini yapmış ise artık kendi namâzını tamam eder.
Sabah ve akşam namâzlarında ikinci rekâtın secdesine varmadıkça namâzını bozub
İmâma uyar. Öğle ve yatsu namâzlarında nâfile olarak imâma uyabilirse de sabah ve ikindi
ve akşam namâzlarında nâfile olarak uyulmaz.
Cema’atle farza başlanmazdan evvel sünnete başlamış olan kimse sünneti bozmayub kıldığı
rekâtı çiftleştirerek teşehhüt ettikten sonra selam verüb imâma uyar.
İmâma iftitâh tekbîrinde yetişen kimsenin (sübhâneke)yi okuması sünnettir. İftitâh
tekbîrine yetişemeyen kimse imâmı kıyâmda bulursa imâm cehr ile okumadığı surette
İftitâh tekbîri alub yine(Sübhâneke)yi okur. İmâm cehr ile okuyor ise dinlemek
lâzımdır. İmâmı rükû’da bulursa (Sübhâneke)yi okuyub da rükû’da yetişeceğini
aklı keserse (Sübhâneke)yi yine okur. Aklı kesmezse okumayub hemen rükû’a gider.
İmâmı birinci secdede bulursa yine böyle hareket eder. İkinci secdede bulursa iftitâh
tekbîrini alub hemen secdeye giderek imâma uyar.
Rükû’un bir miktârını olsun imâm ile berâber yapamayan kimse o rekâta yetişmiş
sayılmaz. Muktedî her kaç rekâte yetişememiş ise imâm selâm verdikten sonra kalkub
onları kılar.
Eğer bir rekâta yetişememiş ise tekbîr alarak kalkınca “Sübhanke”yi okur.
ve eûzü besmele ile Fatihâ ve zam-ı sûreyi de okur. Ve rükû’ ve secdelerden sonra oturub
ka’de-i ahîresini icrâ eder.
İki rekâte yetişememiş ise yine böyle başlayub birinci rekâtın ikinci secdesinden
sonra doğru ikinci rekâte kalkar ve besmele ile Fâtihâ ve zam-ı sûreyi okuyarak namâzını