RAMAZAN DAVULCULUĞU

Osmanlıdan günümüze gelen gelenek.


Haber Kategorisi : Güncel Haberler
Yayınlanma Tarihi : 11 Nisan 2021 03:00
Okunma Sayısı : 5201
Haberin Yazarı : Yönetici
Haberin Kaynağı : Site Yönetimi

 


       RAMAZAN DAVULCULUĞU


      Ramazan Davulcusu Müslümanların Ramazan ayında oruç tutmak amacıyla imsaktan önce Sahur ya da halk deyimiyle Temşit (Temcit) e kalkmalarını sağlamak amacıyla kendi mahallesine davul çalarak insanların uyanmalarına yardımcı olan kişidir. Yalnızca Ramazan aylarında gerçekleşen bu uygulama Osmanlı döneminde başlamış ve daha sonraları gelenekselleşmiştir. Türklere has bir özellik olması ile birlikte davulculuk geleneği de Türklere aittir.

         Davulculuk geleneğini icra eden kişi genelde erkektir. Bunda önemli sebep davul çalma işinin genellikle erkekler tarafından yapılabilecek fiziki bir iş olması ve  işin gece yapılmasıdır.Davul geçmiş dönemlerde insanları uyarmak ve bilgilendirmek için kullanılmış bir enstrümandı.Sesli elektronik sistemlerin olmadığı zamanlarda duyuru ve ilanlar davulçalan ve gür sesleriyle etrafa bilgi veren Tellallar tarafından duyurulurdu.




       Ramazan davulcuğu sadece  davul çalarak insanları gürültü(!) ile uyandırma maksadından ziyade icra esnasında maniler söylemeyi de gerektiren bir meslektir. Günümüzde mani söyleme işi genelde bırakılmıştır. Halbuki söylenen maniler her yerde genelde aynı olmakla birlikte o anki duruma bağlı olarak söyleyenin ustalığına bağlı olarak hemen dile getirilebilirdi.

       Örneğin: Ramazan Davulcusunun karnı biraz açsa arkadaşını bahane ederek şöyle seslenirdi.

 

        Ulu Cami direk ister,

        Söylemeye yürek ister,

        Benim karnım toktur Amma!

        Arkadaşım börek ister.

 

       Hane sakini duruma göre evde ne varsa Allah Rızası için verdikten sonra Ramazan davulcusu manisine şu şekilde devam eder.

 

         Davulumun ipi gevşek ,

         Ben yemedim böyle keşkek,

         Arkadaşımı sorarsan,

         Kepçe kulaklı bir eşek.





     Biraz hiciv biraz  meşiyeden oluşan maniler hane sahibi ve bahşiş durumuna göre değişip imsaka kadar devam ederdi.Köylerde ise bir gurup genç toplanır,bazen davul, bazen teneke çalarak köyü dolaşır,yanlarına sepet,çuval alır gittikleri hanelerden çeşitli bahşişler verilirdi ;kimisi para verirken,kimisi de un veya börek, ekmek,çörek gibi yiyecekler verilirdi,gençler köyü dolaştıktan sonra aralarında topladıkları bu bahşişleri paylaşırlardı.Bu her akşam olmaz , belli aralıklarla yapılırdı. Halkarasında buna Temşit(Temcit) davulu gezmek denirdi.Şimdi ise köylerimizde bu adet tamamen unutulmuştur.
  


LinkedIn'de Paylaş
'de Paylaş
Telegram'da Paylaş
WhatsApp'da Paylaş