RAMAZAN DAVULCULUĞU
Osmanlıdan günümüze gelen gelenek.
Haber Kategorisi | : Güncel Haberler |
Okunma Sayısı | : 5201 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
RAMAZAN DAVULCULUĞU
Ramazan Davulcusu Müslümanların Ramazan ayında oruç tutmak amacıyla imsaktan önce Sahur ya da halk deyimiyle Temşit (Temcit) e kalkmalarını sağlamak amacıyla kendi mahallesine davul çalarak insanların uyanmalarına yardımcı olan kişidir. Yalnızca Ramazan aylarında gerçekleşen bu uygulama Osmanlı döneminde başlamış ve daha sonraları gelenekselleşmiştir. Türklere has bir özellik olması ile birlikte davulculuk geleneği de Türklere aittir.
Davulculuk geleneğini icra eden kişi genelde erkektir. Bunda önemli sebep davul çalma işinin genellikle erkekler tarafından yapılabilecek fiziki bir iş olması ve işin gece yapılmasıdır.Davul geçmiş dönemlerde insanları uyarmak ve bilgilendirmek için kullanılmış bir enstrümandı.Sesli elektronik sistemlerin olmadığı zamanlarda duyuru ve ilanlar davulçalan ve gür sesleriyle etrafa bilgi veren Tellallar tarafından duyurulurdu.
Ramazan davulcuğu sadece davul çalarak insanları gürültü(!) ile uyandırma maksadından ziyade icra esnasında maniler söylemeyi de gerektiren bir meslektir. Günümüzde mani söyleme işi genelde bırakılmıştır. Halbuki söylenen maniler her yerde genelde aynı olmakla birlikte o anki duruma bağlı olarak söyleyenin ustalığına bağlı olarak hemen dile getirilebilirdi.
Örneğin: Ramazan Davulcusunun karnı biraz açsa arkadaşını bahane ederek şöyle seslenirdi.
Ulu Cami direk ister,
Söylemeye yürek ister,
Benim karnım toktur Amma!
Arkadaşım börek ister.
Hane sakini duruma göre evde ne varsa Allah Rızası için verdikten sonra Ramazan davulcusu manisine şu şekilde devam eder.
Davulumun ipi gevşek ,
Ben yemedim böyle keşkek,
Arkadaşımı sorarsan,
Kepçe kulaklı bir eşek.