TÜRKÇEMİZİN KIYMETİNİ NASIL ANLARIZ?

Dilimizin değerli olduğunu anlamak için bir değer belirleyiciye

ihtiyaç asla yoktur. Her isteğimizi bu dl ile gerçekleştiriyoruz.

En çok kullandığımız, her an kullandığımız hatta rüyalarımızda

ve hayallerimizde kullandığımız dilimize birinin verdiği

değerden dolayı mı değerli diyeceğiz veya değerini

anlayacağız. Herkes en çok kullandığı nesneyi önemser. Bu

durumda, dilimizin değerini kullanıcı olarak bizden daha iyi

kim bilebilir. Konu açık. Değerli nesnelerin kullanımları

özençle gerçekleşir. “En hor kullandığımız nesne dilimizdir.”

desek yanılmış olmayız zira kitabî kullanılması asıl olan iken

kaidelerine uymamız gerekirken dikkat etmeden kullanıp

geçiyoruz. “Dilimizin değerini biliyorum.” diyenlerin kesinlikle

galatlardan kaçınmaları gerekir. Kaidelerine uygun

kullanmaları gerekir. Kaide bilmeyenler ne yapmalı diye

düşünenler var ise bol miktarda yayımlanmış ilgili kitapları

takip ederek hata düzeltme yolunu seçebilirler. Dahası,

güvendikleri ehillerden ders de alabilirler.

Dilimizi asla hor kullanmamalıyız. Dilimiz çok kıymetlidir.

Dilimiz, aslında bir dünya dilidir. Bunun tescili dilimizi

kullananların devletlerarası işbirliğiyle her sahada şaha

kalkacakları işlere imza atmaları gerekiyor. Araya siyaset

elbette giriyor. Siyasetin dili de bu değil mi? Türk Dünyası

zulüm içindeydi, hâlâ da zulüm görenler var. Bu belaların defi

için ciddi çalışmalara ihtiyaç var. Gerçi biz bela def edici işler

yaptıkça belalar maalesef artış gösteriyor. Gün gelir bu artışlar

biter sükûn hâkim olur. Bunların olması için Türk devletleri

arasında çok ciddi işbirliği, çözüm ortaklığı, çeşitli alanlarda

dayanışma ve benzeri unsurlara çok acil ihtiyaç var. Bu

çalışmalar gerçekleştiğinde, dilimiz de ekonomimiz de

siyasetimiz de hatta paramız da çok değerli hâle gelecektir.

Dünyada kullanılan dillerin sıralaması şöyle: 1- Çince

1300000000 2-İngilizce 427000000 3-ispanyolca 266000000

4- Hintçe-Urduca 223000000 5-Türkçe 220000000.

Bu sıralamada, 5. sırada olduğumuza inanmanın imkânsız

olduğunu düşünenlerin sesini duyar gibiyim. Bu dil kendi

emeği ile bu sırdadır. Koca İmparatorluklar kurmuş bir milletin

dilinin niceliğinin azlığına hükmedilebilir ki doğrudur zira

kendine tabi olan diğer milletlere sömürge muamelesi yapıp

onların dilinin Türkçe olması için cebir ve şiddet

uygulamamışızdır. Prof. Dr. Sırrı Süreyya Sırma’nın ifadeleri

gerçekten yerinde olmuştur. Beynelmilel bir toplantıda

konuşmacı bir Arap’ın İngilizce telaffuzla Osmanlı

sömürgeciliğinden nefretle bahsederken ona, “Osmanlı

sömürgeci olaydı, siz şuan Türkçe konuşurdunuz. Ama sizi

sömürenlerin dili düşüncenize hâkim olmuş, kürsüde İngilizce

konuşuyorsunuz. Bense Arapları Sömürdüğünü söylediğiniz

Osmanlının torunu olarak konuşmamı sizin lisanınızda

yapıyorum diyerek hem bühtan ehli Arap konuşmacıyı

susturmuş hem de dinleyicileri şaşırtmıştır. Özetle 5. sıra

hakkımızın yükseleceğine inancım tamdır. Herkes payına

düşen vazifeyi ihmale uğratmadan yapmalıdır.

Şakir Albayrak, Emekli Edebiyat Öğretmeni...