DİL BİLGİSİNDE KELİMELERE GETİRİLEN EKLER ÜZERİNE…
Haber Kategorisi | : Köşe Yazıları |
Okunma Sayısı | : 1420 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
DİL BİLGİSİNDE KELİMELERE GETİRİLEN EKLER ÜZERİNE…
Dil, derken biyolojideki “dil ”den söz etmeyeceğiz. İnsanların birbirleriyle münasebetlerinin kurulmasına veya anlaşmalarına veya anlaşamamalarına yarayan seslerden oluşan “dil “den söz edeceğiz. Çok ayırtılı bir konu ama girişten sonra sadece eklerle ilgili bir kısımdan söz edip bitireceğiz.
Dil için “Tabii bir vasıta, Canlı bir varlık, Gizli anlaşmalar sistemi, Sosyal ve millî bir kurum nitelemeleri yapılır. Bunlara hayır demek elbette mümkün değildir.
Tabii bir vasıta, bilinen bir ustası yok. Canlı bir varlık, “Karasaban “ kelimesinin öldüğünü söyleyemesek de çok ihtiyar olduğunu söylemek abes olmaz. Kadim sözlüklerde yazılı olduğu halde bu gün kullanmadığımız kelimeler, karşılığı olan varlıkların yok olması neticesinde kullanılmamaktadırlar, ölüdürler.
Divan_ı Lügatit Türk’te kullanılan kelimelerden de örnek vereyim. “Mah” kelimesinin o zaman ki manası birine bir şey verileceği zaman, Şimdi söylediğimiz, “buyurun “kelimesinin yerine kullanılıyordu. BU gün yok. Mevta. Bugün, nasıl olsa Türkçedir diyerek kullanılmaya kalkılsa kötü olur zira Karadeniz bölgemizde Samsun’un köylerinde, belki başka yerlerde de vardır. Köpeklerin yal dökme yerine(yalak), yal döküldükten sonra yalak başında olmayan köpeklerin yal yemelerini sağlamak için “Mah “kelimesi, köpeklerin duyacağı ses desibelinde üç defa söylenerek, köpekler yala çağrılır.
BU durumda birine bir nesne verirken mah demenin doğuracağı sonuçlar, mahkemede ve hasta hanede değerlendirilir. Mah kelimesi insanlar arası ilişki için çoktan ölmüştür.
Birbirine uzak olmalarına rağmen aynı dilin konuşulması hatta bebeğin annesiyle aşikâr bir anlaşması yoktur. Buna rağmen anlaşıp giderler.
Dil sosyal ve millî bir kurumdur çünkü topluluklar arası bağı kurduğu gibi her milletin kendine özgü bir dili olmasından dolayı da millîdir.
Canlı olan dilin, ölmesi için dilin kullanıcılarının veya kelimelere medar olan unsurların yokluğu icap eder.
Dilin bu özelliklerine değindikten sonra değineceğim kısacık konuya giriş yapmış olduk.
Kullandığımız kelimler ya fiildir ya isimdir veya edattır. İsim ve fiillerin kandillerine mahsus kökleri vardır. Uygun eklerle birebirlerinden türerler. Türemeye sebep ekler ya işlek ya da az işlek niteliklerindedir. –mek, lik, -ler ekleri oldukça işlek, çok kullanılan eklerdir. İşlek olmayan eklerin hangileri olduğuna değinmeden sadece dil bilgisi metinlerinde adından söz edilmeyen az, çok az işlek bir ekten bahsedeceğim. Ola ki bil Dil hocası görür de bilimsel kaynaklara eklenmesine sebep olur.
Sayılabilecek kadar az miktarda kelimelerde kullanılan söz konusu ekimiz. –nek’tir.
Örnekler: Ör-nek, der-nek, es-nek, kas-nak, değ-nek, göy-nek,
tır-nak, kır-nak, öde-nek. Bunlarda “Kırnak kelimesi de pek az kullanılırken göynek kelimesi halk ağızlarında kullanılmasına rağmen şehirlilerin dilinde ve lügatlerde “gömlek” oluvermiş. Halbuki halk dilindeki” göynek” sözlükteki gömlek kelimesinin karşılığı gibi görüşe de bu gömlek altına giyilerek kullanılan atlet ve benzeri eşyanın yerine kullanılır.
Bu çalışmamda az kullanılışlı olmasına rağmen dil bilgisi metinlerinde olmayan bu ek hakkında bilgi takdim etmiş oldum.
Şakir Albayrak
Emekli Edebiyat Öğretmeni