EZAN İNSANLIĞI ALLAH'A KUL OLMAYA ÇAĞIRAN NEBEVİ BİR NİDADIR
Haber Kategorisi | : Kendi Penceremden Gördüğüm |
Okunma Sayısı | : 2906 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
EZAN İNSANLIĞI ALLAH'A KUL OLMAYA ÇAĞIRAN NEBEVİ BİR NİDADIR
Ezan, insanlığı Allah’a kul olmaya çağıran nebevi bir nidadır. Tevhidin gür sedasıdır. Müezzin, Allah’tan başka ilah olmadığını, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son peygamber olduğunu günde beş defa insanlara ezanla hatırlatır. Rabbimizin rahmetine ve affına ezanla davet eder. Huzura ve kurtuluşa, güvene ve barışa ezanla çağırır. Ezan, vahdetin, yani ümmetin birliğinin ilanıdır.
Ezanın aslı, Kur’an-ı Kerim gibi Arapçadır. Sözleri, Müslümanların ortak dilidir. Ümmet-i Muhammed’in evrensel parolası ve ortak değeridir. Onu bugün okunan şekliyle bize bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.s) öğretmiştir. Dolayısıyla aslı gibi okunmadıkça ezan ibadeti yerine getirilmiş olmaz.
“Kim gönülden inanarak okunan ezanı tekrar ederse cennete girer.”[2] hadisinde ifade edildiği gibi ezan, bize cennet muştusudur. Minarelerden gönüllerimize yansıyan, hayatımızın her alanını kuşatan eşsiz bir değerdir. Dilimiz, rengimiz, mezhep ve meşrebimiz ne olursa olsun, Müslümanlar olarak hepimiz, ezanı işitince aynı heyecanı hissederiz. Çocuklarımızın dünyaya gözlerini ilk açtığı anda sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuruz ve onlara İslami bir kimlik kazandırırız.
Bazıları rahatsız olsa da ezan biz Müslümanlar için kutsal bir değerdir. Köyümüzde, kasabamızda, şehirde nerede olursak olalım ezan bize vakti hatırlatır. Ezan okunurken dinlemek, bir iş yapıyorsak durup dinlemek , müzik dinliyorsak müziği kapatmak, düğünlerde ezan okunurken çalgılar oyunlar durur...ezana saygı vardır , dinlemek sevaptır.
Çocukken tatillerde namaz dualarını ezberlemek, Kur'an-ı Kerim okumaya alışmak için camilere giderdik çoğumuz karne tatili ve yaz tatillerinde gittiğimiz bu kısa süreli kurslarda namaz kılmayı Kur'an-ı Kerimi okumayı öğrendik. Cami kurslarına gittiğimiz zaman en çok mutlu olduğumuz zaman vakitler geldiğinde ezan okumaktı. Bu durumu da iyi bilen İmam hocalarımız bizleri camiye ve vakit namazlarına alıştırmak için ezan okuttururlardı. Her vakit bir arkadaş ezan okur ve herkes bu durumdan çok mutlu olurdu. sadece kendi köyümüzde değil çevre köylerde de bizim yaşıtlarımız olan gençler ve çocuklar ezan okur ve son derece değişik güzel tonlarda ezan okunur bu durum inananlarda ayrı bir manevi haz oluştururdu.
O dönemlerde her mahallede camilerde görev yapan İmamlar ezan okur seslerinden diğer köy ve mahallelerdeki imamları tanırdık. Cami imamları izin alıp bir işleri nedeniyle köyden ayrıldıkları zaman öğrencilerine veya cemaatten birisine söyleyerek her vakit camide ezan okunmasını sağlarlardı. Geçmiş dönemlerde bir ilçe müftüsü ezan vaktinde izinsiz olarak şehirde yakaladığı İmamlara ceza yazarak (Allah ondan razı olsun, Cuma vakti imamı alıp başka bir yere götürüp camiyi imamsız bırakmazdı!) her durumda camilerde ezan okunup namazın kılınmasını sağlardı.
Günümüzde değişik bir olay var! merkezi sistemden ezan okumak. Tek tip bir ses ile ezan okunurken eskisi gibi Ezan okunurken yaşanan o heyecan, o coşku, o ses renkliliği ve coşkusu bulunmuyor. Tabi ki camisinde imam olmayan mahallelerde yaşayanlar için vakitlerin hatırlatması için bu teknolojik imkan çok iyi, fakat diğerleri için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bilemiyorum bu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir uygulaması mı ,eğer öyleyse tabi ki bir bildikleri vardır. Fakat Yine de ben her camiden farklı seslerden gelen o ezanları özledim...
Eğitimci-Yazar-Editör: Salih Z. İLERİ
e-Posta:[email protected]