OMÜ İYİLİKTE YARIŞAMADI-ERSAN SALİHOĞLU
(İYİLİK OMÜ’YÜ KUŞATAMADI)
Haber Kategorisi | : Köşe Yazıları |
Okunma Sayısı | : 2168 |
Haberin Yazarı | : Yönetici |
Haberin Kaynağı | : Site Yönetimi |
OMÜ İYİLİKTE YARIŞAMADI
(İYİLİK OMÜ’YÜ KUŞATAMADI)
Uzunca bir süre üzerinde yazmayı düşündüğüm bir hal idi bu; Omü iyilikte yarışamadı. Oysa ne güzel başlamıştı her şey. (İYİLİK OMÜ’YÜ KUŞATAMADI)
Ömer İdris AKDİN bana “Samsun’da İHH ile birlikte çalışacak, İHH İnsani Yardım Vakfı ile birlikte çalışacak bir dernek kuruyoruz. Seni de aramızda görmek istiyoruz” dediği zaman:
-Dilediğin yere adımı yazabilirsin. Başkanlık hariç demiştim. SİYAH’ımızı kurduğumuzda birinci hedefimiz Samsun’da 99 Yetime hamilik etmek olarak yola çıktı. Sonra ütopyalarımızı anlattık hepimiz sıra ile mesela benim ütopyam; “Öncelikle Samsun’da her sokakta bir gönüllümüz olsun” idi. Bu sayede efendimizin emaneti yerine gelmiş olacaktı. “Komşusu aç iken kendisi tok olan bizden değil”. Bismillah dediğimiz o ilk andan itibaren, hep bir yerlerde olmak nasip oluyordu. İstemezdik Vezirköprü’de köy yangını olsun ama olmuştu ve ekibimiz bir tır yardım malzemesi ile orada idi. Yılanlı Dere suyunu taşıyamayıp bendini yıktığında, canlara kıydığında orada idik. Sonra Somali’de, Patani’de…. Başkanımız ve Koordinatörümüz Pembe adasını Zanzibar’ı ve orada yüzde yüz beş oranında olan Müslümanları anlattıklarında, klinik ihtiyaçları için iyilik sahibi insanlar aranıyor dendiğinde aslında iyiliğin dünyayı kuşatıyor olduğunu hissetmeye daha çok çalışmaya ihtiyacımız olduğunu anlamıştık. Daha çok insan daha çok mazluma uzanan iyilik eli demekti.
Bir akşam vakti idi. 99 Yetim afişimizin altında yazan telefon numarasından bulmuştu “Alo Abi ben SİYAH yetkilisi ile görüşmek istiyorum, kurbanla alakalı…..” diyen heyecanlı kardeşim Salih Sarıca. Üniversitede Yüksek Lisans yapıyordu. Konuştuk yeni bir şeyler yapalım fikirleri uçuşmaya başladı, konuşma balonlarımızın içinde. Sonra Üniversite öğrencilerimiz vardı gönüllüler onlarla bir topluluk kurarak iyiliğimizi üniversiteye taşıyalım fikri ile yola çıktı. Aslında adını “Omü İHH Öğrenci Topluluğu” düşünmüştük ama idarecilerimizin Topluluk Yönergesinde bulun “h) Topluluklar sivil toplum kuruluşlarının uzantısı şeklinde kurulamazlar.” Maddesine istinaden isminin İHH ile alakalı olmasının kabul edilmeyeceğini söylemeleri üzerine “Yardımlaşma Bilincini Geliştirme Topluluğu” adı ile ve “İyilik Omü’yü Kuşatıyor” sloganı ile başladı kardeşlerimiz. Sonra istikamet ışığında konular, konuşmalar, konuşmacılar. Bülent YILDIRIM başkanımızla güzelleşen haller….
Üniversite içinde tanıtım standı açma fikri de o günlerde gelişti. Samsun İnsani Yardım Hareketi Derneği tarafından resmi izinler alınarak fakültelerin önüne açılan stantlarımıza öğrenci kardeşlerimiz ilgi gösteriyor. Broşürlerimizi alıyorlar. SİYAH’ı ve İHH’yı duyan kardeşlerimiz form dolduruyor. Sonra malum haller ve olaylar. Üniversite içinde ki PKK uzantısı Öğrenci Kolektiflerinin hazımsızlığı, standımıza saldırması ile başlayan ve dört gün devam eden saçma sapan bir süreç. Üniversite yönetiminden “Maksat hâsıl oldu, standı kaldırın” telkinlerine. “Bugün bunu yaparsak bir daha stant açamayız” duruşu ile karşılık verilmesi. Rektör Bey’in müdahalesi ile devam eden tanıtım çalışmaları. Ulusal basında yansıması neticesinde OMÜ hariç tanıtımı her yerde yapmış olması, Üniversite içindeki bütün mütedeyyin dediğimiz kardeşlerin siyasi görüş göstermeden “İHH ya yapılan saldırı bize yapılmıştır” desteği. Ama resmi izinli standımızın karşısında sürekli illegal bir öğrenci topluluğu ve kavgayı önlemek için görevlendirilmiş güvenlik görevlileri. Türkiye gündemine düşen olaylarla ilgili olarak Üniversite Yönetimi resmi izinli olan topluluğu engelleyen izinsiz öğrencileri olay yerinden uzaklaştırmadı. Topluluk içinde bulunan öğrenci kardeşlerimiz haklı olarak şu soruyu sordu:
-Madem izin almadan eylem ve etkinlik yapılabiliyor biz neden izin aldık ki?
Dört gün boyunca tanıtım standımız tacize uğradı. Sineye çektik. Ama bu olaylar Omü’de oluşturmaya çalıştığımız kardeşlik iklimine zarar verdi. Sanki “Yardımlaşma Bilincini Geliştirme Topluluğu” öğrencileri Öğrenci Kolektifleri denilen PKK uzantısı gruplara karşı orada bir etkinlik yapar gibi bir hava oluştu. Neticede kaybeden iyilik oldu. Bunu da sineye çektik nasıl olsa iyilik önemli idi. Çalışmalara etkinliklere devam ettik. Etkinliklerimizi yaparken hep yasal zeminlerde durduk. Sıkıntı çıktığı zaman ikili ilişkilerle aştık. Yönetim iyiniyetli halimize iyilikle destek veriyordu. izi
2015 senesi içinde öğrenci topluluklarının bazılarının isimlerinin yukarıdaki maddeye aykırı olmasına rağmen bir şekilde siyasetle yan yana olan derneklerin birebir aynı ismini taşıdığını görerek. Topluluğumuzun adını ‘’OMÜ İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu’’ olarak değiştirmek istedik. Gene kabul edilmedi. Öncelikle belirtmek isterim ki; İHH bir siyasi hareket değildir. Bir iyilik hareketidir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası birçok oluşumun içinde yer almaktadır. Savaş bölgelerine canlarını hiçe sayarak mağdurlara ulaşmak için girebilmektedir. Bu uğurda çalışmalarını yaparken şehitler vermiş bir İYİLİK HAREKETİDİR. Sadece sivil toplum kuruluşu değildir. Kamu yararına bir vakıftır. Kızılay gibi Yeşilay gibi. Bir diğer OMÜ engeli; de düzenleyeceği etkinliklerin dilekçelerini verirken 15 önce verilmesi gerekiyorken, Konusu Kudüs olan bir etkinliğimiz için izin istediğimiz zaman; dilekçe 20 gün önceden verilecekti gibi saçma sapan diyaloglarla topluluk öğrencilerimizin düzenleyeceği etkinliğe tavır gösterilmesi. Yılanın başı küçükken ezilmeli. Gittikçe bizim mahallenin yönettiği üniversitede, bizim mahalleden olmayan yöneticilerin yavaş yavaş cüretlerini artırmaya başladıklarını gösteriyordu. Bu cürete dur demek için bu yazı.
Artık üniversitede ““Yardımlaşma Bilincini Geliştirme Topluluğu” adının, ‘’OMÜ İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu’’ olmasını istiyoruz. Artık resmi izinlerimizi alırken bahaneler üretilmesini istemiyoruz. Artık ikili ilişkilerle etkinlik yapmak istemiyoruz. Sayın Rektörümüzün Bizim Mahalleden olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple bize engel olan personellerini ikaz edeceğini ummak istiyoruz. Artık dünya üzerinde Rus ayılarının ve İsrail’in Siyonistlerinin çıkarmaya çalıştığı engellere benzer engelleri özellikle resmi görevlilerin çıkarmasını istemiyoruz. Eğer kasıtlı olarak birileri bizimle mücadele etmeye çalışıyorsa biz de onunla anladığı dilden konuşmayı biliriz. Kimse unutmasın ki: Biz iyilik için harcadığımız emeğin fazlasını bizi engellemeye çalışanlarla mücadele etmek için kullanırız.
Biz mücadele etmeyi severiz her iyi karşıtı kötü ile……………………